31 Mayıs, 2019

İLMİ GERÇEKLER IŞIĞINDA DARVİNİZM




KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: İLMİ GERÇEKLER IŞIĞINDA DARVİNİZM
KİTAP YAZARI:  ABDÜLLATİF METİN
***
Darvin, Yahudi asıllı İngiliz biyologdur…
Türlerin kökenleri kitabının yazarıdır…
Darvin , “türlerin kökeni” kitabı ile Allah’ın varlığını inkâr eder…
Darvin’e göre, dünyadaki canlılar tesadüf eseri oluşan tek hücreliden çok hücreliye doğru tekâmül etmişlerdir…
“Evrim, tekâmül ve Darvin “ dendiğinde insanların aklına gelen ilk şey, insan atasının maymun olup olmadığıdır…
Bu konuda yazılan eserler ve bilimsel olduğu iddia edilen bulgular tek tek çürütülmesine rağmen Yahudi medyası ve ateist bilim adamları, evrim nazariyelerini “vazgeçilmez ilim” şeklinde lanse etmişlerdir…
Evrim’in vazgeçilmez bir bilim olarak günümüz ders kitaplarında hala yer alması, bu konuda ne kadar güçlü bir çalışma içinde olduklarını göstermektedir…
Bir bilim adamı bu nazariyelere karşı çıkmaya görsün, tüm güçleriyle onu cahillikle ve bilgisizlikle suçlarlar…
Dolaysıyla kitapta;  “Biyoloji bilim adamları, genelde bu tür sapık ideolojilerle uğraştığından, biyoloji ilmi geri kalmıştır” denilmektedir…
***
Evrim teorisini ispatlamak veya çürütmek için canlılardaki; kromozom sayıları, göz yapıları ve fosiller araştırılmıştır…
Örneğin kromozom sayıları, dış görünüşe yani fiziki yapıya etki eder…
Örneğin, her ne kadar biyolog olmasa da yazar Nazan Bekiroğlu’nun  “mimoza sürgünü” kitabında, “Kurt ile Kangal köpeğinin kromozom sayıları aynıdır; ama kurt koyunları parçalamaya, kangal köpeği ise korumaya programlanmıştır” şeklinde ifadesi buna çok güzel bir örnektir…
Demek ki, canlılarda kromozom sayılarının aynı veya yakın olması, birbirlerinin atası olduğu anlamına gelmez…
Hele fosillerdeki geçiş dönemi canlıları olayı var ki, evrimi kökünden çürütmektedir…
Darvincilerin geçiş dönemi adamları diye lanse ettikleri; Heidelberg adamı, java adamı, piltdown adamı ve pekin adamı parçaları; ya insanlara ait değil, ya da yaratılıştan itibaren olagelen insanlara ait parçalar olduğu ispatlanmıştır…
Hele göz konusunda Darvin, “canlılardaki gözün evrimini ispatlayabilsem, tüm evrimi ispatlarım” demesi kendi kendisini çürüttüğü anlamına gelir…
***
Kitap, “modern evrimci düşünce, insanlık medeniyetinin son iki bin senedir yaşadığı en geri seviyeyi temsil eder. Her şey faraziyeye ve zanna dayanmakta, tahminler üzerine tahminler inşa edilmektedir” ifadesiyle son bulmaktadır…


29 Mayıs, 2019

1984


KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: 1984
KİTAP YAZARI: GEORGE ORWELL
***
Kitabı 1948 yılında yazan yazar, yedi ay sonra ölmüştür…
Yazarın, "kitabı yazdığım tarihteki dört ile sekizin yerini değiştirerek ‘1984’ şeklinde kitabın adını koydum"  dediği söylenir…
Kitabın senaryosu,  3.dünya savaşından sonra oluşan; Okyanusya, Avrasya, Doğuasya gibi süper güçler etrafında cereyan etmektedir…
Kitabın kahramanı olan Winston, Okyanusya’da yaşamaktadır…
Kitap için internet ortamında çokça yorumlar yapılmış ve yapılmaktadır…
Dolaysıyla teferruatlı yoruma girmeyeceğiz…
***
Öncelikle üç kısımdan oluşan kitabın üslubu çok akıcı olduğunu söyleyelim…
Kitap için bilim kurgu türünden olduğu söylense de, genel kanı “politik kâbus” şeklindedir…
Kitabın kahramanının yaşadığı Okyanusya’da, her şeyi yapabilirsiniz; ama hiçbir şeyi sevgiyle ve aşkla yapamazsınız…
Sevgiyle ve aşkla yapılan her şey suçtur…
Sosyalleşmek suç, ferdi fiiliyatların hiçbiri suç değildir…
Sevgi, aşk ve sosyalleşmeye yönelik tüm faaliyetler düşünce polisi tarafından takip edilmektedir…
Bu düşünce polisi, Piramidin en tepesinde bulunan “büyük birader” in gözü, kulağıdır…
Bu durum bize İlluminati inanışını çağrıştırmaktadır…
***
Kitapta söz edilen totaliter rejim piramidinin tepesinde büyük birader oturmaktadır…
İkinci katmanda iç ve dış partililer bulunmaktadır…
En alt katmanda ise hiçbir partiye girme şansı olmayan proleterler (emekçi sınıf) bulunmaktadır…
***
Kısaca,emek sınıfı üzerinde kurgulanan kitapta yazar,
İlluminati inancı ile komünizm rejimini yerden yere vurmaktadır..

26 Mayıs, 2019

DEPREM



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: DEPREM
KİTAP YAZARI: ACLAN SAYILGAN
***
Kitap, sağ- sol çatışma depreminin yıkıntıları altında kalan binlerce gencin nasıl heba edildiğini anlatmaktadır…
Bunu yapanların amacı; Türk Milliyetçiliğine, Türk tarihine, Türk onuruna hayâsızca saldırarak mezhep ve ırk düşmanlığını körüklemekti…
Nasıl ki, 1876’da kurulan Jön-Türk solcu hareketi; Ermenilerle, Balkan komitacılarıyla, Arap milliyetçileriyle işbirliği yaparak Osmanlı devletini yıktılar, aynı şekilde Komünist terör odaklarıyla Türkiye Cumhuriyetini yıkmayı amaçlıyorlardı…
Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra nasıl ki, Bulgarlar İngiliz+Alman’ın kucağına, Araplarda İngilizlerin kucağına oturtuldu, günümüzdeki sol hareketlerle yapılmak istenende; ırk ve mezhep kışkırtıcılığıyla Türkiye’yi Amerika ve Avrupa’nın kucağına oturtmaktır…
***
Aclan Sayılgan, Ankara’da devlet tiyatrosunda çalışırken bir şekilde TKP’ ye üye olur…
Ve tutuklanarak hapse atılır…
Hapis sonrası Anti-Komünist olur…
Genelde kendinin yaşadığı siyası olayları Mehmet Kostak adıyla bu belgesel romanda dile getirmektedir…
***
Hapisten sonra bir müddet gazetecilik yaparken, devlet -mafya ilişkilerine şahit olmuş ve bunlara bu kitapta yer vermiştir…
Ayrıca, Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş gibi sol hareketler içinde sıyrılan gençlerin, banka soygunculuğu ve adam kaçırma olaylarına nasıl yönlendirilip ortadan kaldırıldıkları hikâye edilmektedir…
***
Kitapta en çok dikkatimizi çeken, iki perdelik oyundu!
Bu iki perdelik oyunda Metin Toker’in  “solda ve sağda vuruşanlar” kitabı anlatılmaktadır…
Zengin iş adamlarından biri Metin Toker’i bir gün işyerine davet eder…
Ve o’na 100.000 TL (o zamanın parasıyla yaklaşık 100.000 dolar) karşılığında bir kitap yazmasını söyler…
Zarifyan’ın ortağı olan bu patronun kim olduğunu çıkartamadık; ama kurt siyasetçiyi (İsmet İnönü) ve damadını (Metin Toker) yazdığı kitaptan dolayı çıkardık…
Zengin iş adamı Metin Toker’e ,” Kitabı yazın, parayı peşin olarak ben size ödeyeceğim ve işin arkasını biz getireceğiz. Bundan sonra Dev-Sol, Ülkücü falan yok” diyor…
Ve kitapta bu paranın kaynağı için “yabancı petrol şirketleri” ibaresi kullanılmaktadır…
"Solda ve sağda vuruşanlar" kitabını incelediğimizde; solda vuruşanlar kısmında Dev-sol, sağda vuruşanlar kısmında Yeniden Milli Mücadele teşkilatı göze batmaktadır…
Yani patronun dediği gibi kitapta ülkücülerden çokça söz edilmemektedir…
Hem kitap yayınlandığı 1971 tarihinden 12 Eylül 1980 tarihine kadar Dev-genç ve Ülkücüler biri birinin kanını dökmeye devam etmişlerdir…
Ama kitabın sağ kısmında,  “sağın DEV-GENÇİ” diye adlandırılan Yeniden Milli Mücadele teşkilatı bir müddet sonra bölünüp parçalara ayrılmıştır…
Bu bilgiyi “deprem” kitabında paylaşan yazarın daha sonra bir kısım kitapları bu teşkilatın yayınlarında (otağ)çıkmıştır…
O zaman teşkilat liderinin bu durumdan haberdar olmaması mümkün değildir; ama teşkilat mensuplarının konu hakkında bilgi sahibi olduklarını zannetmiyoruz…
***
Kitap, araştırma yapanlar için mükemmel bir kaynak olması yanında, akıcı bir belgesel roman özelliğindedir…

21 Mayıs, 2019

AKAİD



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: AKAİD
KİTAP YAZARI: ÖMER NESEFİ
***
İranlı olan Ömer Nesefi; hadis, kelam, tefsir ve fıkıh âlimi olup, Hanefi mezhebindendir…
Akaid,dini literatürde “inanılması zorunlu ilkeler” anlamına gelmektedir…
Kitap, İslam dininin temel kurallarını incelemektedir…
Nasıl ki bir futbol müsabakasının düzgün yapılabilmesi için kuralları vardır, dini inançlarda da aynı şey geçerlidir…
Bu yüzden dinde de karmaşa ve sapmalar meydana gelmemesi için mezhepler oluşturulmuştur…
Dolaysıyla mezhepsiz din olmaz…
İslam dininde mezhepler, hak ve batıl mezhepler diye ikiye ayrılır…
İslam anayasası olan Kuran-i Kerim'e uyanlara "hak",uymayanlara da "batıl" mezhep denir...
Hak mezhep, “gidilecek yere” doğru kurallarla “gidilecek yol” anlamındadır…
Bu noktada gidilecek yer, Allah’ın huzurudur…
Akaid kitabı, Allah’ın huzuruna giden yolu çok güzel izah eden müstesna kitaplardandır…
Ve Müslüman tarafından okunması elzemdir…



19 Mayıs, 2019

KÜÇÜK AĞA



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: KÜÇÜK AĞA
KİTAP YAZARI: TARIK BUĞRA
***
Kitap, İstiklal Savaşı içinde yaşanan olayları konu almaktadır…
Kitabın kahramanı İstanbullu hoca, payitahtı savunduğu için kuvacılar öldürülmesine karar verirler…
Durumu haber alan İstanbullu hoca Akhisar’ı terk eder…
Gittiği yerde tanınmamak için sakallarını keser ve Küçük ağa adını alır…
Kuvacılar İstanbullu hocayı bulmak için Çolak Salih’i görevlendirirler…
İz sürme ustası olan Çolak Salih, İstanbullu hocayı bir şekilde bulur…
Birinci Dünya Savaşında kolunu ve yüzünün bir kısmını kaybeden Çolak Salih, öldürme emrini yerine getirmeden İstanbullu hocayı Kuvay-ı Milliye saflarına davet eder…
Düşman bilinene silahını uzatıp “Ya beni vur, ya da gel mücadelemize katıl ağam" diyen Salih, İstanbullu hocayı ikna eder…
Ve gönlü güzel Çolak Salih ile Küçük ağa sırdaş olurlar…
İstanbullu hoca, Küçük ağa ismiyle Kuvay-i Milliye içinde nam kazanır…
Çerkez Ethem ile İsmet İnönü arasındaki çekişmelerde rol alır…
Ve Ethem’in Yunanistan’a kaçması akabinde Ankara’ya davet edilir…
Küçük ağa adı ile kuruluş aşamasında olan devlet işlerinde faaliyet gösterir…
Ayrıldığından beri ailesinden haber alamayan Küçük ağa, bilgi almak için gönderdiği sırdaşı Çolak Salih’te geri gelmeyince Akhisar’a gitmeye karar verir…
Akhisar’a gider ve oğlu Mehmet’ine kavuşur; ama ölüm döşeğinde bulduğu karısı bir müddet sonra ölür…
***
Kitabın ana fikri; Müslüman-Türk insanı, ne kadar sağa-sola sapsa da söz konusu vatan olunca, ölümüne onun yanında yer alır…
Buda Müslüman-Türk Milletinin bilinen en önemli özelliğidir…
Allah Müslüman-Türk Milletinin yar ve yardımcısı olsun…
Amin…

17 Mayıs, 2019

YERALTINDAN NOTLAR


KİTAP YAZARI: FYODOR DOSTOYEVSKİ

***

Mecaz olarak  “yer altı” ifadesi, insanın kendini toplumdan soyutlaması anlamına gelmektedir…
“İçine kapanma” anlamına da gelen durumu insan kurtuluş gibi görür…
Modern dünyada kaçış ve kurtuluş gibi zannedilen bu durum, toplumlarda sosyal problemler meydana getirir…
Yazar bu ruhsal hastalığı hikâyesi ile birlikte çok güzel dile getirmektedir…
Kitabın birinci bölümü sıkıcı olabilir; ama ikinci bölüm oldukça akıcı, heyecanlı ve sürükleyici hikâyeden oluşmaktadır…

01 Mayıs, 2019

MİMOZA SÜRGÜNÜ


KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: MİMOZA SÜRGÜNÜ
KİTAP YAZARI: NAZAN BEKİROĞLU
***
Kitap deneme türündendir…
Deneme türü kitapların yazılması da,okunması da zordur…
Deneme yazıları, fen bilgisi sorularına benzer…
Soruyu çözebilmek için matematiğe ve geçişlerde yoruma ihtiyaç vardır…
En ufak hata sizi gerçekten saptırır…
Kinaye ve mecazdan gerçeğe,gerçektende onlara geçişi sağlama işine “deneme sanatı” diyebiliriz…
Edebi sanat yönüne fazla girmeye hakkım yoktur belki;ama “kurt=kangal” mukayese yazısı, fenci olarak bana çok şeyler kattığını itiraf edebilirim…
Kurt ile kangal arasında kromozom bağı (aynı cins) olmasına rağmen ,birisi koyunları koruma,diğeri öldürme içgüdüsüne sahip olması, Darwinizm iddiasına muhteşem bir cevaptır…
Öyle ya, kim neyin tekamülünün eseridir?
Darwinistler buda  size kapak olsun!
***
Deneme yazıları birazda yazarın “kestanekarası fırtınası” başlıklı yazısına benzer…
Bu fırtınaya yakalanan gemi, dalgalarla güneşe ve derilere magmaya yaklaşır…
Varın siz düşünün deneme yazma ve okumanın zorluğunu…
***
Kitaptaki denemelerin bazıları yalın anekdot,şiirsel ve mizahi türdendir…
Hele ,“İsyanım yoktur.
Sen şahitsin,haşa;ama küstahlığımı, gafletimi, heveslerimi affet.
Kapından çevirme geri.
Silme kayıtlarından,beni de hesaplarına dahil et.
Bana da ‘kulum’ de,beni de defterine kaydet.
Bana da nasip et.
Gidecek yerim yok.
Benimde yolumu açık et” duası mükemmeldi…
Biz başarılı bulduk,okumanızı tavsiye ederiz…