31 Mart, 2021

MİSYONERLİK KARŞISINDA TÜRKİYE


KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: MİSYONERLİK KARŞISINDA TÜRKİYE

KİTAP YAZARI: SEMİHA AYVERDİ

***

Gerçek İncil “öldürmeyeceksin” derken, tahrif edilmiş İncil’e inanan Hıristiyanlık alemi, insanlığa zülüm, işkence ve ölüm getirmiştir…

Bu yüzden inandırıcılık özelliğini kaybeden Hıristiyanlık, Papazları misyoner faaliyetlere hazırladılar…

Misyonerlik kısaca, Hıristiyanlık için insanları ikna etme çalışmasıdır…

Bu ikna faaliyetler için bedava milyonlarca İncil ve broşür dağıtılmıştır…

Bu çalışmalar Osmanlı Devletinde yapılmış olsa da, Tanzimat’a kadar başarılı olamamıştır…

Osmanlıda Tanzimat hareketi, aydınlar arasında batılılaşma modasını yaygınlaştırmıştır…

Bu manevi boşluktan istifade eden misyonerler, ülkemizde faaliyetlerini derinleştirmişlerdir…

Cumhuriyet döneminde de devam eden bu tür çalışmalar sonunda, Hıristiyan-Müslüman savaşına dönüştü…

Neticede bu savaş, Hıristiyanları mağluplar safına itti…

Kuran’a bağlı bir milleti yolundan çeviremeyeceğini anlayan Lord Gladston, Avam Kamarası’nda Kuran-i Kerim’i göstererek “Bu kitap yeryüzünde kaldıkça huzur bulamayız” demiştir…

***

Türkiye geneline bedava dağıtılan İncil ve broşürler için tepki makaleleri yazan yazar, bu yazılarını Avrupa’daki Hıristiyan papazlara postalar…

Onlarda yazarı Hıristiyanlığa davet ederler…  

İşte bu davetten sonra yazar, Hıristiyanlık ile Müslümanlık arasındaki tüm ayrıntıları dile getiren bir mektup yazar onlara…

Bu son mektubun sonunu da , “ Hazret-i İsa’yı  “Allah’ım ve kurtarıcım” olarak ebediyen kabul etmeyeceğime göre, benimle uğraşmanız beyhudedir…

Bir kul olan peygamber’e  “Allah” diyecek kadar safdil değilim.

Ben, Allah’ın kulu ve Hazret-i Muhammed’in ümmetiyim…

İki dünyada da Allah’ım beni, İslam şerefinden mahrum eylemesin…

Ve siz üçlükte kalan Hıristiyanları da Kuran’ın nuru ile nurlandırsın...” şeklinde tamamlar…

Ve mektubu onlara postalar…

***

Allah rahmet eylesin…

 


08 Mart, 2021

YUNUS EMRE




 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: YUNUS EMRE

KİTAP YAZARI: SEZAİ KARAKOÇ

***

Büyük Selçuklu İmparatorluğu Türkleri, kurdukları devletin uzun ömürlü olabilmesi için eğitim ve öğretime önem vermek gerektiğini anladılar…

Vezirleri Nizâmülmülk sayesinde mektep ve medreseler kasaba ve köylere kadar ulaştı…

Bu sayede yurtlarının dört bir yanı ilim ve irfan sahibi insanlarla donatıldı…

İmparatorluğun çökmesi ardından Anadolu’ya serpiştirildiler…

Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Hacı Bayramı Veli, Yunus Emre, Taptuk Emre, Geyikli Baba gibi bilge insanlar buna örnektir…

İşte bu ermiş insanlar, Anadolu’nun Türk ve İslamlaşmasında öncü birey oldular…

***

Bu büyük misyon faaliyetinde bulunanlardan biridir Yunus Emre…

Yunus’un hayatı gerçek ayrıntılarıyla bilinmemekte; ama Horosan’dan geldiği rivayet edilmektedir…

Dergâhına 40 yıl doğru odun taşıdığını şiirlerinden öğreniyoruz…

Çok mu iyi tahsil yapmıştı?

Veya tahsil yapmamış mıydı? Bilinmiyor…

Ama şiirdeki ustalığı destanlaşmıştır…

O şiirlerini dikine değil, herkesin anlayacağı şekilde yatay yazmıştır…

Bu yüzden halk, onun yalın ve sade anlatım dilini çok sevmiştir…

Ve de halk Yunus’un yalın ve sade anlatım dilini sembolleştirmiştir…

***

Yunus’un şiirleriyle bezenen kitabın fazla sayfası olmamasına rağmen çok kapsamlı bilgiler içermektedir…

Usta kalem Sezai Karakoç’un anlatımıyla Yunus’u okumakta ayrı bir ahenk katıyor kitaba…

05 Mart, 2021

ENDİŞE


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: ENDİŞE

KİTAP YAZARI: SIGMUND FREUD

***

Endişe, Dergâh Yayınlarının “batı düşüncesi” serisinin yedinci kitabıdır…

Sıgmund Freud’un endişe veren en önemli özelliği, her şeyi cinselliğe indirgemesidir…

***

Endişe; tasa, tedirginlik, kaygı, kuşku, korku, düşünce anlamlarına gelmektedir…

Yazara göre endişe, olması beklenen şeyle ilgili tedirginliktir…

Endişe, tehlikeye olduğu gibi nevroza (çocuklukta yaşanan bastırılmış ve unutulduğu zannedilen güdüler) da bağlıdır…

İşte yazar bu noktada endişeyi nevrotik açıdan ele almaktadır…

Çocuklukta kalan güdüleri yıllar geçtikçe fert unutur…

Ama tehlike anında bu güdüler; endişe patlaması, tehlikeden kaçma hareketi şekilde ortaya çıkar…

Yazar, tehlikeli bu ruhi güçsüzlükten ancak tecrübeyle kurtulabileceğimizi savunuyor…

Kitapta ruh ile ilgili iki olumsuz ifade geçmektedir…

Ruh söz konusu olduğunda yazar, “ruhi güçsüzlük, ruhi mekanizmanın yetersizliği” ifadesini kullanmaktadır…

Anlaşıldığına göre psikolojinin bir kolu olan “ruh”, Freud tarafından küçümsenmektedir…

Veya bu konuda bilgisizliğini gizlemeye çalışmaktadır…

Öyleyse yazarın psikolojik çalışmalarına “ruhsuz psikolojik çalışmalar” diyebiliriz…

 

 


03 Mart, 2021

DİNİ FELSEFİ SOHBETLER


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: DİNİ FELSEFİ SOHBETLER

KİTAP YAZARI: FERİT KAM

***

Yazarın tam adı, Ömer Ferit Kam’dır…

Ömer Ferit Kam’ın babası Ahmet Muhtar Paşa, II. Abdülhamit’in harem doktorudur…

Ferit Kam, Mehmet Akif Ersoy’la birlikte Sırat-ı Müstakim adlı dergiyi çıkarmışlardır…

Kitap, Sırat-ı Müstakim dergisinde yayınlanan makalelerden oluşmaktadır…

Sekiz adet sohbet şeklinde makaleden oluşan kitaba, Yazar bir isim vermemiştir…

***

Kitabın en önemli özelliği, aklı ilahlaştıran felsefecilerin fikirlerini çürütmeye yönelik olmasıdır…

Ayrıca kitapta, İslam’la ilgili eksik bilinen bilgiler konusunda çalışmalarda vardır…

Kitapta en çok dikkatimizi çeken konu; Sohbet 2’de yer alan, Prof. Dozy’nin yazdığı “İslam Tarihi” adlı esere yazarın verdiği cevaplardır…

Vahiy inmesi anında Peygamberimizin titremesi halini sara hastalığına benzeten İslam düşmanı Prof. Dozy, “hasta bir adamın getirdiği dinde hastalıklı olur” yorumuna yazarın verdiği cevaplar mükemmeldi…

Bu konu haricindeki dini ve felsefi konuları yeni nesil yazarların kitaplarında okuduk…

***

Yazar aynı zamanda şair olduğundan, felsefeyle ilgili aşağıdaki şiiri yazmıştır…

Fazla izah-ı fikre hacet yok,

Kafa inkâr eder gönül ikrar.

Kalbe bak akl’a itibar etme,

Çünkü aklın şiarıdır inkâr.