25 Haziran, 2018

HACİ MURAT



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: HACİ MURAT
YAZAR: TOLSTOY
***
Koparmaya çalıştığı “tatar” adlı devedikeninin hayata kalma direnci, yazarın Kafkasya’da yaşanan bir olayı aklına getirir…
Olayın kahramanı olan Hacı Murat, ailesi Şeyh Şamil’in tutsağı olması nedeniyle, düşmanı Ruslardan yardım ister…
Rus Çarı yardım sözü verir; ama onu oyalar…
Oyalandığını hisseden Hacı Murat, gözetim altında tutulduğu yerden kaçıp ailesini kurtarmaya karar verir…
Gözetimi altında olduğu kişilerden çarpışarak kurtulan Hacı Murat’ı, önceleri dostu olan; ama daha sonra Rusların tarafına geçen Hacıağa, 200 kişilik müfrezeyle gelerek onu öldürür…
Ve kafasını gövdesinden ayırır…
Halk kahramanları öldürüldükten sonra, ibret olsun diye kafaları gövdelerinden kopartılarak teşhir edilir ya…
Onlarda öyle yaptılar…
***
Rus çarlığı bitti, Komünizm bitti; ama Çeçenlerin özgürlük mücadelesi ve çilesi hala bitmedi…
Müslümanlar bu şekil oldukları sürece de bitmeyecek gibi...

23 Haziran, 2018

SUÇ VE CEZA



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: SUÇ VE CEZA
YAZAR : F.MİHAYLOVİÇ DOSTOYEVSKİ
***
"Suç ve ceza" kitabı Rus Edebiyatının en önemli klasikleri arasında yer alır…
Kahramanlarının biri katil, diğeri hayat kadınıdır…
Roman kahramanı Raskolnikov ateisttir...
Tasarlayıp uyguladığı cinayet teorisini fikri doğrultusunda ispatlama ve çözmeye çalışan Raskolnikov, sonunda vicdanına yenik düşmüştür...
Yazar, kahramanın öldürdüğü tefeci etrafında kurguladığı senaryoda, tefeciyle birlikte öldürülen günahsız kız kardeş hakkında hiç fikir beyan etmemektedir…
Yani yazar, kurunun(halkın kanını emen) yanında yaşı da yakarak duman etmiştir…
***
Kitapta en çok dikkat çeken diğer bir husus ise, İslamofobi’nin kitabın içine yazar tarafından ustaca yerleştirilmesidir…
Romanın kahramanı,İster parasızlık yüzünden, isterse teorisini ispatlamak için işlediği cinayetlerine Peygamberimiz Hz. Muhammet’i vicdanını rahatlatmak için alet etmiştir…
“Ben kendimi ne Muhammet, ne de Napolyon sayıyorum… Ve ne de bunlara benzer biri…” (sayfa 331) diyen kitap kahramanı Raskolnikov , “ben her ne kadar katilsem de onlardan daha temizim” demek istemiştir…
Yazar İslamofobi oluşturma yanında, sosyal değil, ferdi kararla adalet mekanizmasını çalıştırmak istemiştir…
Bu ve buna benzer kitapları okudukları için övünen solcular, her nedense bu tür ayrıntılara hiç dikkat etmezler…
Yoksa kitapların içinde yazılı EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK ve EMEK kelimelerini mi bulup okuyorlar?

19 Haziran, 2018

MUKADDİME



KİTAP İNCELEMESİ
KİTAP ADI: MUKADDİME
YAZAR : İBN HALDUN
***
Rahmetli Cemil Meriç “Ümrandan Uygarlığa” kitabında İbn Haldun ve eseri Mukaddimeden övgü ile söz edince,bizde kitabı okumaya karar verdik…
İbn Haldun, yedi ciltten oluşan “İlber tarihi” kitabını 5 ayda yazdı; ama biz bu kitabın bir ciltten oluşan mukaddimesini bir ayda ancak okuyabildik…
İşte bu birinci cilt, kitabın diğer kısımlarını gölgede bırakmıştır…
***
Ana ve babası Yemenli olan İbn Haldun,27 Mayıs 1332 tarihinde Tunus’ta dünyaya gelmiştir.
Ve 1406 yılında Mısırda ölmüştür…
İnternet ortamında hakkında o kadar çok bilgi var ki, mukaddimeyi okumadan bile, kitabı ve kendisi hakkında yorum yapabilirsiniz.
Ayrıca kitabı hazırlayan Süleyman Uludağ, kitabın giriş kısmına yazarla ilgili her şeyi kaleme almış ve yorumlamıştır…
Kitap hakkında bilgi sahibi olmak için sadece bu kısmı okumak bile yeterlidir…
Ancak yazar ve fikirleriyle ilgili özü yakalamak için yazarın yazdıklarını okumak uygun düşer…
Yazarın kendi yazdıklarından; ümran, asabiyet, bedevi, hadari, mülk gibi kelimelerin manasını sosyal tarihi olaylar içinde yerini ve etkilerini öğreniyorsunuz…
Yazarın derdi, sosyal olayları İslami pencereden anlatmaya çalışmak iken, birçok kişi onu kendi fikir çerçevesi içine sokmaya çalışmıştır…
Ama bunların hiçbirinin doğru olmadığını kitabı okuyunca daha iyi anlıyorsunuz…
***
Bu kitabı neden okumaya karar verdik?
Yazarın,
1- vahdet-i vücud, tekamül (evrim), Hilafet ve laiklik hakkında düşüncesini öğrenmek için…
2-“Devletlerde insanlar gibidir doğar, gelişir, büyür, ihtiyarlar ve ölürler” fikrini kaynağından okumak için…
3-“Devletler 3 nesil (120 yıl) sonunda ölürler” bilgisine ulaşmak için…
4-“sıcak, soğuk ve ılıman iklimlerde yaşayan insanlara iklimin etkileri nelerdir?” sorusuna cevap aramak için…
5-İktisadi açıdan yazarı erken Karl Marks’a benzetenlerin, iddialarında haklı olup olmadıklarını öğrenmek için…
6-"Ümran" kavramı nasıl olur da "medeniyet" kavramından daha geniş ve kucaklayıcı olduğunu kaynağından öğrenmek için…
7-Yazarın felsefe ve materyalizmi neden sevmediğini öğrenmek için…
8-Mukaddimenin neden Osmanlıda yasaklandığını öğrenmek için…
9-İbn Haldun’un Timur ile görüşmesinin nedenini öğrenmek için…
***
İbn Haldun’un hocası olmadığı gibi talebe ve takipçileri de (müritleri) olmamıştır…
İbn Haldun kaleme aldığı her yazının sonuna “en iyi bilen Allah’tır” ifadesini koymayı ihmal etmemiştir…
EN İYİ BİLEN ALLAH’TIR…


04 Haziran, 2018

Ümrandan Uygarlığa



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: Ümrandan Uygarlığa
YAZAR : Cemil Meriç
***
Okunması elzem; âmâ zor bir kitap…
Ders çalışma kıvamında okunmalı…
***
İncelediği konulara bilim adamlarının vermiş olduğu cevaplar veya veremediği cevaplar tek tek araştırılmış…
Başarılı olanların niçin başarılı olduğu, başarısız olanların niçin başarısız olduğu ifade ediliyor…
Kitabın püf noktası da burasıdır işte…
Yazar, dar kalıplar ve görüşler içinde kalan batı medeniyeti aydınlarını, kendi içindeki ve dışındaki kaliteli aydınları görmemezlikle suçluyor…
Ve görmemezlikten gelinen aydınların, başarılı görüşleri taktir ediliyor…
Özellikle ÜMRANI, yani geneli kucaklayan aydınların fikirleri değer bulunuluyor…
"Kökü Asya’da olan ağacın meyveleri batıya döküldü" diyen aydınlarına inat, kendini medeniyetin beşiği kabul eden Avrupa’ya, “tek dişi kalmış canavar” denmesi önemseniyor…
***
Kitapta dikkati çeken önemli hususlardan biride, tüm ilimlerin labirenti içine -yazarın rehberliğinde- giriyor ve gerekli bilgileri edindikten sonra çıkıyorsunuz…
Edindiğiniz bilgi labirentin bütünüdür, yani ÜMRAN…
***
Tek dişi kalmış canavara yani batı medeniyetine hayranlık besleyen BATICI AYDINLARIMIZ ilim adına birçok şeyi yüzüne gözüne bulaştırmıştır...
Harf devriminden sonra tercüme katliamı yaşandı…
Örneğin, tek sayfa tarih kitabı okumayana tarih kitabı yazdırılması gibi, tercüme veya dilbilgisi olmayan şahıslara sözlüğe bakarak tercümeler yaptırılması…
Kısaca yazar, Batı hayranlığıyla üretilen çoğu edebi eser için “bir avuç kelime leşi” ifadesini kullanır…
Islah edilmeden alınan batı kanunlarına “ÇAĞDAŞLIK” diyen aydınlarımıza, “çağdaşlık masaldan ibarettir” diye cevap veriliyor…
Bu yüzden çağdaş romancılar için,” keskin ve köşeli hükümler ile tozu dumana katmışlardır” denilmiştir…
***
Çağdaş ve Batı hayranı aydınlarımıza, “medenileşen Avrupa, darvinizm ve metafizikle boğuşmaktadır…
Eğer uyanmazlarsa sonları dinozorlar gibi olacaktır…
Şöyle ki, medeniyetler insan gibi doğar, gelişir, büyür, yaşlanır ve ölürler…
Bu yüzden Batı medeniyeti bir asırdır bitkin ve mecalsizdir…
Yeraltı zenginlik kaynaklarının bitmesi ve sömürülen ülkelerin uyanıp özgürlüklerine kavuşması da bunu tetiklemektedir…
İşte Avrupa dinozor olmaktan kurtulmak için AB’yi, yani yeni birliktelik kurdu" diyerek kendi medeniyetlerine sahip çıkmalarını önermiştir yazar…
***
Ümranın bütün nimetlerinden istifade eden Avrupa, uygarlığın tek temsilcisi kendilerinin olduğunu kibirle ifade etmişlerdir…
İşte yazar bu kibrin akıbetini irdelemiştir…
***
Cemil Meriç üstada Allah’tan rahmet dileriz…