31 Aralık, 2018

KOMÜNİST MANİFESTO (KOMÜNİST BİLDİRİ)




KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: KOMÜNİST MANİFESTO (KOMÜNİST BİLDİRİ)
KİTAP YAZARI: KARL MARKS & ENGELS
***
Hitler’in ifadesine göre komünizm, “daha önce sahiplenilmemiş ve boş bulunan işçi,memur ve köylü kesimine bir ideoloji dayatmasıdır, Karl Marks ve Engels gibi Yahudiler tarafından kurulmuştur” …
Bu ifade doğru olsa da eksiktir…
Aslında Komünizm, inançsız insanlar için kurulan bir dindir…
Bunu komünist manifestoda da görüyoruz…
***
Manifestoya göre;özel mülkiyet,miras hakkı,din ve aile sistemi burjuvazinin gücü olduğundan kaldırılmalıdır…
Bu devrimi yaparken de;eşitlik, barış, özgürlük ve demokrasi gibi baba fikirler kullanılmalıdır…
Ateist+komünist inançlı misyonerler, cemaatlerini de sendika ile toplarlar…
***
Komünist manifesto sözdür ve yazıdır…
Bu yüzden gerçeği öğrenmek için uygulamalara bakmak lazımdır...
İhtilal ve devrimleri seven komünistlerin en güzel örneği, Rusya’ya kaybettirdikleri yüz yıldır…
Bu noktada Çin’i es geçmek olmaz…
Çin’i izah ederken global komünizme bakmak lazımdır…
Şu an dünyada var olan komünistlerin her nedense hepsinin tuzu kurudur…
Ve dünyada en çok ateist-komünist Amerika’da yaşamaktadır…
Ama her nedense Amerika’daki komünistlerin hiç biri ihtilal ve devrimden söz etmemektedir…
Şimdi gelelim Çin’deki komünizm rejimine:
Çin uygulamada komünizme en muhalif ülke olarak gözükmektedir…
İnsan gücünün (emeğinin) en ucuza geldiği ülke Çin olduğundan, global burjuvazi fabrikalarını Çin’e taşımaktadırlar…
Böyle bir durumdan sonra Çin ile ilgili başka bir şey söylemek abesle iştigal olur...
Dolaysıyla komünist manifestoya neresinden bakarsanız bakın TUTARSIZLIK, nereden bakarsanız bakın AHMAKÇA ve MASALCA olduğunu görürsünüz…
***
Kısaca komünizm, inançsız insanlar için kurulan bir dindir…
Sahte peygamberi, Karl Marks’tır…
Sahte kitabı, Kapital’dir…
Kıblelerini bilmiyoruz, bunu öğrenmek için bir bilene sormak lazımdır…

NOT:

Sultan II. Abdülhamît Han, Theodor Herzl’in vaki talebini tarihe geçen şu sözlerle reddeder: 

"Burası babamın çiftliği değil.

Topraklarımızdan bir karış bile kimseye verilemez.

Bu, İslâm ümmetinin toprağıdır.

İslâm ümmeti kanı bahasına bu topraklar uğruna cihat etmiştir.

Yahudilerin paraları, milyonları kendilerine kalsın. 

İslâm halifeliği bir gün yıkılırsa, işte o vakit Filistin’i ücret ödemeden gelir alırlar.

Fakat yaşadığım sürece bunu başaramayacaklar.

Filistin’i Dârülislâmdan koparıldığını görmektense, kılıcımı bağrıma saplarım…"

―“Biography of Sultan Abdul Hameed The Second and the Fall of the Islamic Khilafa”.

Bu tarihî deyiş, Karl Marx’ın 1848de Brüksel’de kaleme almış olduğu, bilâhare Londra’da basılmış

“Manifest der kommunistischen Partei” (“Komunist Parti Bildirgesi”) başlıklı kitabın sonunda yer almıştır

―bkz: Robert Tucker: “Philosophy and Myth in Karl Marx”, 230.s.

 Deyiş, haddizatında İhtilâlikebîrin fikrî ve kökten eylemci önderlerinden Fransız Jacoben devrimcisi

Jean Paul Marat’ya (1743 – 1793) aittir

―bkz: Robert Payne: “Karl Marx”, 172.s.

***

Yazarı Ş.Teoman Durali olan  “Çağdaş Küresel Medeniyet” adlı kitabın 176. sayfasında düşülen bu nottaki ifadeler, Türkiye’de yayınlanan “Komünist Manifesto” kitaplarının hiç birisinde yer almamaktadır…

30 Aralık, 2018

BAŞIMIZA GELENLER (1.CİLT)



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI:BAŞIMIZA GELENLER (1.CİLT)
KİTAP YAZARI: MEHMET ARİF BEY
***
Eserin henüz birinci cildini okumamıza rağmen,yazarın üslubunu çok beğendik…
Her nedense Mehmet Arif gibi milli yazarlarımız ve eserleri genç nesillere tanıtılmamıştır…
Ne eksiği var Tolstoy’dan?
Bana göre fazlası varda eksiği yoktur…
Silah ve top mermileri altında kaç yazarın eli kalem tutabilir?
Oysa bu adamın eli; 93 harbinde hem kalem,hem de silah tutmuştur…
3 ciltten oluşan eserin birinci cildi; anı,askeri bilgi,istihbaratı bilgi,tarihi belge ve hikaye özelliği taşımaktadır…
***
Bir çok vatan hizmeti yanında bu eşsiz eseri yazan Mehmet Arif Bey’e Allah’tan rahmet dileriz…
Mekanı cennet olsun…

27 Aralık, 2018

BİR ADAM YARATMAK



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: BİR ADAM YARATMAK
KİTAP YAZARI: NECİP FAZIL KISAKÜREK
***
Tiyatro eseri şeklinde yayımlanan kitabı bu ikinci okuyuşumuz…
Üstadın felsefe bölümünde okumasının avantajlarını bu eserde de görüyoruz…
Eseri okuduktan sonra, Ahmet Mekin’in mükemmel oyun sergilediği filmini de izledik…
Kitabın dolaysıyla filmin son sahnesi bana II.Abdülhamit’in hal sahnesini çağrıştırdı…
Filmi izlenimlerinize sunuyoruz…


KAZAKLAR



KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: KAZAKLAR

KİTAP YAZARI: TOLSTOY

***

Tolstoy’un en başarılı romanlarından biridir…

Romanı yazmaya başladıktan sonra on yıl ara vermesine rağmen, okurken bu durumu hiç fark etmezsiniz…

***

Romanın kahramanı Olenin, Rusya’da yaşayan bir zengin çocuğudur…

Yaşadığı ortamdan bıkan Olenin,asker olmaya karar verir…

Ve bölüğüyle birlikte Kafkasya’ya doğru sefere çıkarlar…

Tatarların bulunduğu bir kasabaya gelir ve yerleşirler…

Çeçenler tarafından saldırıya uğrayan kasabanın karakolunda görevli Lukaşka isimli tatar genç,kasabaya saldıran bir çeçeni vurur ve kasabanın kahramanı olur…

Olenin,misafir olarak kalmak için kasaba reisinin ikinci evini seçer…

Kasaba reisinin güzel kızı Olenin’in dikkatini çeker…

Aynı zamanda Lukaşka ile sözlü olan Maryanuşka’yı sabah akşam izlemektedir...

Fakir ve kültür farkı olmasına rağmen Olenin, Maryanuşka’ya evlenme teklifi eder…

Çeçenlerin bir saldırısına Olenin ile Lukaşka birlikte giderler…

Çatışmada Lukaşka ölümcül bir şekilde yaralanır…

Olenin evine döndüğünde Maryanuşka’yı ağlar vaziyette bulur…

Daha önce evlenme teklifine olumlu cevap vereceğini hissettiren kız, Olenin’i kovar…

***

Bu son bize İbn-i Haldun’un asabiyet (akrabacılık,gelenek ve göreneklere bağlılık) teorisini hatırlatmaktadır…



25 Aralık, 2018

SON DEVRİN DİN MAZLUMLARI



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: SON DEVRİN DİN MAZLUMLARI
KİTAP YAZARI: NECİP FAZIL KISAKÜREK
***
Daha önce “İskilipli Atıf hoca” faslını okuduğum kitabın tamamını okumak nasip oldu…
Osmanlıyı yıkan İttihat ve Terakki her ne kadar dağılmış olsa da, Kraliçe Elizabet’in ,” Bugün Yine Türkiye’yi işgal etmek istesek bizi çiçeklerle karşılayacak adamlar vardır” derken bildiği bir şey vardı demek ki…
Muhtemelen bu adamlar, İttihat ve Terakki’nin devamı hüviyetinde olan CHP’dedirler…
Bu kitabı okuduktan sonra CHP’nin neden bu gün iktidar olamadığını daha iyi anlıyorsunuz…
MİLLET UNUTMAZ,TARİH AFFETMEZ…
***
Tarihi kinleri Avrupalıya “Müslüman Türklerin rehberi hocalardır,onları yenmek için hocaları ortadan kaldırın” dedirtmiştir…
Ve Yahudi’nin parasıyla satın alınan çapulcular, kılık değiştirerek “ŞERİAT İSTERUK” naralarıyla sokaklara dökülmüşlerdir…
Birkaç öldürme olayı arkasından gelsin ihtilallar,gelsin istiklal mahkemeleri,gelsin idamlar…

23 Aralık, 2018

3 KİTAP



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: 3 KİTAP
KİTAP YAZARI: CEVAT RIFAT ATİLHAN
***
1.KİTAP: Bütün gerçekleriyle İnönü meydan muharebeleri.
Öncelikle yazarın İnönü savaşlarında komutan olarak görev yaptığını belirtelim…
Ve onun ifadesine göre,
1. İnönü zaferinin komutanı General Ali Fuat Cebesoy, 2. İnönü zaferinin komutanı da Yarbay Atıf Bey’di…
İnönü, bu komutanları başarıları dolaysıyla kıskanmış ve onları görevlerinden uzaklaştırmıştır…
3. İnönü Savaşı’nın komutanlığını yapan İsmet  İnönü başarısız olur ve savaşı kaybeder…
Bu savaşın kaybedilmesi sonucu, Yunanlılar Sakarya’ya doğru ilerlemiş ve Sakarya meydan muharebesinin olmasına sebep olmuştur…
Yazar , “3. İnönü savaşında  İnönü, yaptıklarından dolayı divani harpte yargılanmalıydı; ama konunun üzeri kapatıldı” demektedir…
***
2.KİTAP: Menemen hadisesinin iç yüzü.
Farmason cemiyetini kapatan Atatürk’ün ölümünden sonra görev verilen İnönü,Farmason cemiyetini serbest bırakmıştır…
Ardından köy enstitüleri  ile FARMASON KOMİNİSTLER yetiştirilmeye başlanılmıştır…
Allah inancı ve dini duyguları olmayan İnönü, farmason komünistler ile birlikte Müslümanlığa ve Müslümanlara saldırmaya başlamıştır…
İhtilal senaryosu hazırlanmış ve uygulamaya konula bilmesi için Yahudi zenginler kesenin ağzını açmışlardır…
Parayla satın alınan;tarikat dervişleri,dönmeler ve cahil köylüler Menemen kasabasını istilaya başladılar…
Kubilay ve 3 eri öldürdüler…
İsmet İnönü,bir kasabada olan bu olayı bahane ederek tüm eğe bölgesini kuşattı…
Tutuklamalar,istiklal mahkemeleri ve arkasından Müslümanların idamları…
***
3.KİTAP: Sultan Abdülhamit Han ve İttihatçıların cinayetleri.
Sultan Abdülaziz’in padişahlığında Osmanlı devleti en güçlü dönemlerinden birini yaşıyordu…
Düşmanlarına korku salan bu durum dolaysıyla onu pusuya düşürüp öldürdüler…
Yerine Farmason Beşinci Murat getirildi…
Aynı zamanda halife olan Beşinci Murat bu ikileme vicdanı dayanamadı ve çıldırdı…
Yerine 2.Abdülhamit padişah oldu…
O tüm engellemelere rağmen ülkeyi 200 yıl ileri götürdü…
Rusya’dan kovulan Yahudileri ülkesinde ikamet ettirmedi…
Ayrıca Yahudiler, devlet kurmak için Ulu hakandan toprak istediler…
Ve önüne altılar serdiler…
O, “Atalarımın kanıyla alınmış topraklardan satmam “ dedi…
Bu aynı zamanda o’nun, Kuran-i Kerim’de İsrailoğulları aleyhindeki ayetlere ne kadar vakıf olduğunu gösterir…
Bu yüzden ona, “CENNET MEKAN “ denir…
Ama hal fetvasını yazan ,10 ciltlik Kuran tefsirli şeyhülislam Elmalı Hamdi Yazır’ın bu ayetlerden haberdar olmaması mümkün mü?
“Hürriyet” naralarıyla sırf 2.Abdülhamit’i devirip ondan intikam almak için Yahudi ve dönmelerin kurduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti amacına ulaşınca, hesap vermeden dağıldı gittiler…
Ve Talat Paşa gibi bir çoğu sefil,sefalet içinde öldü…
Sonunda bir çoğu da pişman oldu;ama iş işten geçmişti...
***
NOT: Devleti dalan eden bu İttihatçıların(Yahudi ve dönme kısmı) çoğu yurt dışına kaçsalar da,bir çoğunun torunları boğazdaki yalı ve köşklerde yaşamaktadırlar…
“BEYAZ TÜRK” dedikleri bunlardır işte…
***
Kimsenin konuşmaya cesaret edemediği dönemlerde kitap ve makaleleriyle insanımızı bilgilendiren CEVAT RIFAT ATİLHAN gibi atalarımızı rahmet ve minnetle anıyoruz…
YERLERİ CENNET OLSUN…



20 Aralık, 2018

AYNADAKİ YALAN



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: AYNADAKİ YALAN
KİTAP YAZARI: NECİP FAZIL KISAKÜREK
***
Okuduğu felsefe bölümündeki kızlarla gününü gün eden Naci,askerliğini yaparken gittiği köydeki Hüsmen ağanın torunu Hatçe’ye kafayı takar…
Hüsmen ağa ve Hatçe’den etkilenen Naci,uğradığı inkılabın etkisiyle ihtisası için hazırladığı felsefi tezini ateşe atıp yakar…
Ve “İslam tasavvufu” tezini hazırlama aşamasında iken Hüsmen ağa ve torunu çıka gelir…
Hatçe hastadır…
Naci, lösemi hastası olan Hatçe’yi hastanede hiç yalnız bırakmaz…
Bu ortam içinde aşkını itiraf eden Hatçe’ye Naci hemen evlenme teklifi yapar…
Birbirlerini sevdiklerine şahit olan Hüsmen ağa, bu evliliğe onay verir ve onları evlendirir…
Bir süre sonra ölen Hatçe’yi köyüne götürüp  defneden Naci,kendine hayatla ilgili yepyeni bir sayfa açar…
***
Tezi kabul edilmez ve görevinden istifa eder…
Ancak tezi Avrupa’da ilgi ile karşılanan Naci’den bir üniversitede konferans vermesi istenir…
Davete icap eden Naci’nin burada başına gelen bir olay,etrafındaki kozmopolit kadınları kendisinden uzaklaştırmasına vesile olur…
***
Kendisini tamamen tasavvufa veren Naci’ye,aklından hiç çıkaramadığı Hatçe’si sorar,
-Naci,beni istemiyor musun?
Naci’de,
-Hayır Hatçe,ben seni yaratanı Allah’ı istiyorum!
Diye cevap verir…

17 Aralık, 2018

BİZ İNSANLAR



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: BİZ İNSANLAR
KİTAP YAZARI: PEYAMİ SAFA
***
Aslen Trabzonlu hemşerimiz olan Peyami Safa üstadın mükemmel bir eserini daha okumanın hazzını duyuyoruz…
***
Eserdeki olaylar İstanbul’un işgaline rastlar…
Eserde, İşgalcilerin emri altında görev yapan memurların ve milletin psikolojisi üzerinde durulur…
Millet içindeki işgalcilerin tavırları irdelenir…
***
Öğretmen Orhan,iki öğrencinin kavgası sonucu Vedia’yı tanır ve onu sever…
Ancak Vedia’yı başkaları da sevmektedir…
Bu kişiler arasında bir türlü karar veremeyen kız hastalanır ve hastanede yoğun bakıma alınır…
Vedia’yı yalnız bırakmayan Orhan hastanede kalp krizi geçirir…
Doktorlara ulaşmak için gittiği merdivenlerden düşer ve ölür…
İki saat sonra komadan çıkan Vedia, “Orhan Bey nerede?” diye sorar…
***
Kitaptaki en güzel aforizma , “ALTIN MI GÜZEL,KIRDAKİ PAPATYA MI?” sorusudur!

14 Aralık, 2018

SARIKAMIŞ (BEYAZ HÜZÜN)


KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: SARIKAMIŞ (BEYAZ HÜZÜN)
KİTAP YAZARI: İSMAİL BİLGİN
TÜRÜ: TARİHİ ROMAN
***
Vatanı için ölen bir millete “TÜRK MİLLETİ” denir…
İşte SARIKAMIŞ DESTANI buna en güzel örnektir…
Siyasi yönleri bir tarafa bırakılıp sadece bu noktadan ele alınan eser, her yönüyle mükemmel olmuş…
***
Romanın kahramanı Faik Çavuş, Balkan Cephesi'nden sonra Kafkas Cephesi'nde savaşan bir Osmanlı askeridir…
Arkadaşlarının çoğunu hastalık (kazıklı humma), açlık ve soğuktan kaybeden Faik Çavuş; bu hengâme içinde karşılaştığı Zehra’nın bir iki sözü ve bakışıyla romantizmi de yaşar…
Amaç ve hedefleri olan Sarıkamış’a ulaşan Faik Çavuş, takımıyla vuruşa vuruşa kasabaya girer; ama açlık ve soğuktan heba olan ordu desteğe gelmeyince esir düşer…
***
Sarıkamış Destanı; Türk Milletinin özgürlüğüne, namusuna, vatanına ve bayrağına ne kadar bağlı olduğunun destanıdır…
“BU MİLLET BİZİ UNUTMAYACAK” diyen Faik Çavuş'u bu millet UNUTMADI, UNUTMAYACAK…
İYİ Kİ VARDINIZ, SİZ OLMASAYDINIZ BİZ OLMAZDIK!


11 Aralık, 2018

ÖLÜ CANLAR



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: ÖLÜ CANLAR
KİTAP YAZARI: NİKOLAY VASİLYEVİÇ GOGOL
***
İnternet ortamında kitap hakkında oldukça fazla yorumlar var…
Bu yüzden yorumdan ziyade, özetin özetini yazmayı yeğledik…
***
Fakir bir aile çocuğu olan Çiçikov eğitimini halasının yanında tamamladıktan sonra, zar zor bulduğu memurluk görevine başlar…
Bu görevde iken daha fazla para kazanmak için her yolu dener ve kendini inşaat komisyon üyeliğine atadır…
Yaptığı yolsuzluklar dolaysıyla bu görevden uzaklaştırılmasına rağmen, bir yolunu bulur ve kendisini gümrük memurluğuna atatır…
Aynı iddialarla oradan da uzaklaştırılır…
***
Tapu dairesindeki bir arkadaşının, “toprak sahipleri ölü kölelerden bile her yıl para kazanıyorlar” ifadesi ona ufuk açtı…
Ve kasaba kasaba dolaşarak toprak sahiplerinden ölü kölelerini (ölü canlar) satın almaya çalıştı…
Ölü köleler nüfustan düşmedikleri için devlete vergilerini ödemek mecburiyetinde olan toprak sahipleri, böylece bu yükten de kurtuluyordular…
Çiçikov’un satın aldığı kölelerin ölü olduğunu kimse bilmediği için toplumda itibarı artıkça artıyordu…
***
Ün ve saygınlığı artıkça para kazanma isteği de artıyordu…
Toprak sahibi bir ihtiyar kadının ölümü ardından, sahte bir vekâletname düzenleyerek topraklarına el koyması esas veraset sahiplerini ayağa kaldırır...
Yalanı ortaya çıkar...
Yakalanır ve bölge valisinin huzuruna çıkartılır…
Hapse atılmasını emreden vali, dostlarının araya girmesiyle onu affeder…
***
Rüşvet ve yolsuzlukları ortadan kaldırmaya çalışan vali, çok güvendiği dostlarının bile işin içinde olduğunu anlar…
Memurlara bir konferans vermek için toplantı düzenler…
Toplantıda onlara, başkente gidip kralla konuşacağını söyler…
Ve “Herkesin görevden uzaklaştırılmasını istemiyorsanız, bana bir daha yapmayacağınıza dair söz vermenizi istiyorum” diyerek tüm görevlilerden söz almaya çalışır…
***
Kitabın final kısmı tamamlanmış olmasına rağmen ikinci cilt kısmında, yazılmamış sayfalar ve ifadelerin olduğu dip not olarak yazılmıştır…
Demek ki kitaptaki düzeltmeleri tamamlamaya yazarın ömrü vefa etmemiştir…




07 Aralık, 2018

ATİLLA




KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: ATİLLA
KİTAP YAZARI: PEYAMİ SAFA
***
Atilla, Peyami Safa’nın muhteşem tarihi romanıdır…
Türk olması ve Avrupa Coğrafyasını değiştirmiş olması dolaysıyla, Hıristiyan tarihçiler tarafından “geçtiği topraklarda ot bitmez” şeklinde Atilla'yı ifade etmişlerdir…
Bu yüzden yazar romanı yazmadan önce teferruatlı bir araştırma yapmıştır…
Ve hakikaten kitabı okuyunca, Atila’nın hiçte Hıristiyan tarihçilerin yazdığı gibi olmadığını anlıyorsunuz…
***
Kral Teodos, öldürmek için gönderdiği dört elçi Atilla’nın bulunduğu Hun şehrine ulaşır…
Bu suikastı yapacak olan 4 kişiden biri daha önce Atilla’nın askerlerindendi…
Atilla’ya kızgınlığı dolaysıyla Kral’ın teklifini kabul eder; ama Hun halkıyla karşılaşınca pişman olur ve suikastın tüm bilgilerini Atilla’ya anlatır…
Ayrıca, çok sevdiği Romalı metresini kıskanan karısı, metresi ne iftira atar ve bu iftiralara ikna olan Atilla metresini Hun topraklarımdan kovar…
Bu iki olay sonunda Kral Teodos’a harp ilan eder…
Hun topraklarından kovulan metres, Atilla harpteyken bir yolunu bulur ve karısıyla ahbap olarak saraya yerleşir…
Harpten gelince metres durumu Atilla’ya izah eder…
Atilla karısına “başımın tacı”,metresine “kalbim” der ve birbirini kıskanan bu iki kadını bu şekilde idare eder…
Metresi Romalı olduğundan, ona Roma’yı alıp hediye etmek ister…
Ve İtalya’ya sefer düzenler…
İtalya fethinden dönerken metresinden mektup alır…
Mektubunda metres Roma’ya döndüğünü yazmaktadır…
Diğer taraftan karısının ölüm haberini alan Atilla, sarayına dönerken yoluna sarışın ve mavi gözlü bir kız çıkar…
Kendisine âşık olduğunu söyleyen bu kızla Atilla evlenmeye karar verir…
Önceki metresin döneceğini duyan evleneceği kız, kendisinden başka kimseyle ilişki kurmasını istemez Atilla’dan…
Sözüne değer vermeyen Atilla’yı kıskanır ve onu zehirli dikiş iğnesiyle iğneleyerek öldürür…
Atilla; birbiri içine girmiş, altın, gümüş ve demir tabutlarla gömülür…
Demir tabuttan maksat: Atilla’nın bu maden vasıtasıyla dünyayı kendine ram ettiğini anlatmaktı…
Altın ve gümüşten maksat: Milletine, servet, refah ve saadet verdiğini ifade etmekti…
***
Bazılarına göre de, İç içe geçmiş üç tabutun altın, gümüş ve demirden yapılması maksadı: ölümüne neden olan üç kadının değerlerini göstermektedir…
Altın tabutun maksadı: Çocuklarının anası olan Kraliçe Kerka hatundu,
Gümüş tabutun maksadı: Uğruna İtalya’yı fethettiği Romalı asil ve güzel Onorya idi,
Demir tabutun maksadı: Tazeliği, sarışınlığı ve gözlerinin maviliğine kandığı İldiko idi…


04 Aralık, 2018

FARELER VE İNSANLAR



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: FARELER VE İNSANLAR
KİTAP YAZARI: JOHN STEİNBECK
***
Kitabı okumayı bitirdiğinizde,
-İki kişinin çalışıp para kazanmak için gittikleri çiftlikte yaşadıkları olaylar…
-İnsani duygular ile bezenmiş bir hikâye…
-İyi bir insan olmanın,yalnızlıktan kurtulmanın, iyi bir arkadaş olmanın, umudun, ihanetin, ihtiyaç duymanın, ev sahibi olmak istemenin, sevilmenin hikâyesi…
-Devri Amerika’da, bir çiftlikteki sosyal yaşantı…
Şeklinde yorumlar yapabilirsiniz…
Kitapla ilgili yapacağınız bu yorumlar elbette doğrudur: ama esas yorum “ KONTROLSÜZ GÜÇ, GÜÇ DEĞİLDİR” olurdu bence…
Hikâyenin kahramanlarından Lennie’yi, tarihteki birçok olayda “kontrolsüz güç” olarak görürüz…
Tapınak şövalyelerinin kendi kralları tarafından kılıçtan geçirilmeleri buna en güzel örnektir…
***
İnsanlar ve fareler, akıcı üslubu ve verdiği dersler dolaysıyla okunabilir kitaplardandır…

03 Aralık, 2018

KAVGAM



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: KAVGAM
KİTAP YAZARI: ADOLF HİTLER
***
“Eğer Kavgam'ı ciddiye alarak okusaydık, ikinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına engel olurduk...” Winston Churchill
***
20 Nisan 1889'da Avusturya'da Doğan Hitler, eğitimini de orada tamamladı...
Ressam olmak için gittiği okuldaki öğretmen ona “yeteneksiz” olduğunu söylemesi, bütün hayallerini yıktı...
Okumak için gittiği Viyana’da bu durumla karşılaşınca, geçimini sağlamak için çalışmaya başladı...
Hem çalıştı hem de bol bol kitap okuyarak kendisini geliştirdi...
Fikri yapısı orada oluşmaya başladı...
Alman ve Avusturya’nın birleşerek Büyük Alman İmparatorluğu’nun kurulması fikri ona arı ırk savunuculuğunu aşıladı...
Saf ırk savunuculuğu aynı zamanda ona Yahudi düşmanlığı fikrini de aşıladı...
Saf ırkı bozan etkenlerin başında Marksistleri ve onun kaynağı olan Yahudiler görüyordu...
***
ALMANYA’YA GİDİŞ
***
Çocukluğundan beri gitmek istediği Almanya'ya 1912 yılanın ilk baharında gitti...
Geçimini resim yaparak sağlıyordu...
Bir gün Kral 3.Lovis’a mektup yazarak askere alınmasını istedi...
Ve askere alındı…
1.Dünya Savaşı patlak verdi ve Hitler bölüğüyle birlikte savaşa gönderildi…
Savaşta yaralandı ve bir müddet hastanede yattıktan sonra tekrar bölüğüne geri döndü...
Almanlar savaşı tam kazanmaktayken içerde Marksistler grev ve ihtilal yaptılar...
Ve Alman ordusu manen bozguna uğradı...
Dolayısıyla arkasından yenilgi geldi...
***
SİYASETE GİRİŞİ
***
Savaştan sonra, ihtilalcı olaylar hakkında tahkikat yapacak komisyona üye olarak seçildi...
Görevli olarak gittiği bir konferansta sermayeyi savunan Yahudi konuşmacıya karşı ileri sürdüğü fikirler bir Parti üyesini memnun etti...
6 kişiden oluşan partilerine 7 kişi olarak Hitleri davet ettiler...
Ve bu 7 kişi ile Alman işçi Partisi'ni kurdular...
Partinin adını “ Nasyonal- Sosyalist Alman İşçi Partisi” koydular...
Kısaca kurdukları parti "milliyetçi- solcu" veya "ırkçı- sonucu" idi...
Parti, Marksizm düşmanlığı dolayısıyla Yahudi düşmanlığı fikrinin temelini de oluşturuyordu...
Irkın melezleşmesine etken olabilecek tüm gelişmelere karşıydılar...
Fuhrer adını kendine uygun gören Hitler, din ve Allah inancına saygılıydı...
Ekonomi politikaları haricinde Marks’ı ve Marksizm’i hiç sevmezdi...
Arı ırk konusunda her şeyi meşru kabul eden bir zihniyete sahipti...
Barış için savaşa hazır arı ırkın olması gerektiğini savunurdu…
Zencilere” aşağı ırk” veya “yarı maymun ırk” ifadelerini kullanırdı...
Arı ırka “ idealist”, melez ırka “Egoist” derdi...
***
YAHUDİ VE MARKSİZM
***
Hitler kitapta Yahudiler için aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır:
1- Yahudiler kadar değişikliğe uğrayan başka ırk yoktur...
2- Başka devletlerin ihtilallarına karışan başka millet yoktur...
3- Ve bu ihtilallardan hiç zarar görmeden çıkan başka ırkta yoktur...
4- Çok kurnaz bir millettir...
5- Kendilerinin kültür ve medeniyeti olmadığından başka ülkelerdeki bu özelliklerin yıkılmasından büyük bir haz duyarlar...
6- İdealist değil egoisttirler...
7-Birbirlerine olan bağlılık sürü psikolojisinden başka bir şey değildir...
8-Korkak, Alçak ve ikiyüzlüdürler...
9- Dünya üzerinde sadece kendi ırkları kalsa tarla fareleri gibi birbirlerini yerler...
10- Kendilerine has medeniyetleri yoktur...
11- Hiçbir zaman Yahudi sanatı olmamıştır...
12- Mimar ve musikide insanlık Yahudi’ye hiçbir şey borçlu değildir...
13- En az icada ihtiyaç duyulan dram sanatını işlerler...
14- Soytarı ve taklitçi maymundan başka bir şey değildirler...
15- Yeter ki Yahudi olsun, her zaman kopyacı ve taklitçi sanatçıların yardımına koşarlar...
16- Yahudi zekâsı her zaman yapmaya değil, yıkmaya meyillidir...
1 7-Bu parazit Yahudilerden bıkan milletler onları yurtlarından kovarlar...
18- Krallık kuramadıklarından onları “Göçebe ırk” olarak adlandırmak yanlıştır...
19 -Onları kabul etmiş bir millet, er veya geç söner gider...
20-Dini topluluk maskesini çok iyi kullanırlar...
21-Genelde bulundukları devletin dinini kabul ederler...
22-Yahudi gibi düşünür, Fransızca konuşur, Almanca mısralar düzerek yalnız kendi ırklarının karakterlerini ifade ederler…
23-Yahudi protokolleri bu kavmin bir yalandan ibaret olduğunu gösterir...
24-Yahudi ortaya tüccar sıfatıyla çıkar...
25-Bir memlekette faizle para kazanma geleneğini ilk onlar sokar...
26-Ve yavaş yavaş devlet içinde devlet olmaya başlarlar...
27-Misafir olarak geldikleri toprakların sahiplerini sömürmeye başlarlar...
28-Misafir tarafından soyulduğunu anlayan halk, kendi adaletini kendi sağlamaya başlayınca hükümetleri dolayısıyla kolluk güçlerini ve adliye mekanizmasını ele geçirirler...
29-Her sarayın bir “ saray Yahudi’si” vardır...
30-Hıristiyan topraklarda yaşıyorlarsa vaftiz bile olurlar...
31-Devletin içindeki tüm mekanizmaları “mason” teşkilatı ile elde ederler...
32-Yahudi kadınlar nüfus sahibi erkeklerle evlenebilir; ama erkekler yabancı kadınlarla evlenemezler...
33-Çiftçi, zanaatkâr, memur ve işçi kesimini kontrol edebilmek için sendika ve Marksizmi geliştirmişlerdir...
34-Başka devletlerin müdahalesinden kurtulmak için Filistin'de devlet kurmaya çalışırlar...
35-Bir kısmı kendini Fransız, Alman, İngiliz gibi gösterirken, öteki kısmı da resmen Yahudi olarak ilan ederler...
36-Yahudiler bu dünyada melezlerin hâkimi olurlar, saf ırkın değil...
37-Bu yüzden saf ırkları melezleştirmek için tüm ahlak dışı yolları denerler...
38-Din ve ahlakı, örf ve adetleri gülünç duruma sokar, modası geçmiş ve köhnemiş olarak gösterirler...
39 -Her şeyi ele geçirdikten sonra maskesini çıkartır ve kan dökmeye başlarlar...
40- Eğer bir ülkede Marksist oylar artıyor ve olaylar oluyorsa bilin ki o ülkede Yahudi hâkimiyeti hala devam etmektedir...
***
FELSEFİ FİKİR VE PARTİ
***
Öyle bir parti programı hazırlamalıyız ki, cılız ve miskinleri partimizden uzak tutsun...
Fikrimizi hareketimizin sancağı haline getirmeliyiz...
Partimizin akidesi milletimizin temel kanunları haline gelmezse, basit bir parti olmaktan öteye gidemeyiz...
Irkların eşitliğini kabul etmek, bizi komünizmi kabul etme fikrine götürür...
Marksizm karşısında ırkçı doktrinle durmalıyız; ama bu doktrine Marksizm gibi enternasyonal hüviyet kazandırmalıyız...
***
EĞİTİM POLİTİKASI
***
Irkçı devlet politikamız, kedi ve köpeğin ıslahı ile değil insanımızın ıslahı ile uğraşacaktır...
Ve zayıflar feragat edecek, güçlüler bu kabiliyetlerinin zevkini tadacaktır...
Gençler spora, sporda da boksa yönlendirilecektir...
Okullarımızda önce bedeni güzel öğrenciler yetiştirilmelidir...
Karakter gelişimi ikinci plana bırakılmalıdır...
Karakter gelişiminde çocuklara mertlik, feragat ve ketumluk ( sır saklama) faziletleri geliştirilmelidir...
Ardından; irade gücü, karar verme kabiliyeti ve sorumluluk alma duyguları geliştirilmelidir...
“Cevap vermek hiç cevap vermemekten iyidir” fikrinden yola çıkarak öğrencilerin “yanlış cevap veririm” korkusu üzerlerinden atılmalıdır...
İlk ve orta kısım öğrencilerine gereğinden fazla bilgi yüklenmektedir...
Hayatı boyunca yararlanamayacağı dil eğitimi için binlerce saate yazık değil mi?
Yabancı dil eğitiminde sağlam ve mantıklı düşünce öğretilmediğine göre öğrencilere bu eziyet niye?
Roma tarihi ve eski Yunan tarihi haricinde tarih bilgisi öğrenmeye ihtiyaç yoktur...
***
PARTİ FELSEFESİ
***
Partimizin amacı önce Yahudi’yi dolayısıyla Marksizm’i yıkmak, ardından ırkçı devleti kurmaktır...
***
PARTİ BAYRAĞI
***
Parti bayrağımızı, kırmızı zemin üzerine beyaz daire ve bu daire içine siyah gamalı haç şeklinde tasarladık...
Kırmızı sosyal fikrimizi, beyaz nasyonalist fikri, gamalı haç arı ırkı temsil eder...
***
HÜCUM KITALARI
***
İhtilaldan sonra devlet kayıtsız şartsız Marksizm’e teslim oldu; ama biz olmadık...
Asayiş teşkilatımız yavaş yavaş polis Teşkilatı şeklini aldı...
Bu teşkilat önce kendi güvenliğiniz için kuruldu...
8 milyonluk orduyla savaşan ülkenin bugün 30 bin askeri var, oda ihtilalcıları korumak içindir…
Yaptığımız miting ve gösterileri sabote eden Marksistlerin ağzının payını bu kolluk kuvvetleri verdi...
***
DEVLET YÖNETİM ŞEKLİ
***
En iyi devlet şekli ırkçılığın hâkim olduğu şekildir...
Karar veren merciler oy çokluğu sistemine göre çalışmayacaktır...
Ancak istişare meclisi olmalıdır...
Kurulacak meclis oy verme meclisi olmayacaktır...
İstişareler sonunda alınacak kararlar “ seçkin şefler” grubuna verilecektir...
Bu “seçkin şefler” aynı zamanda kanun yapıcı olacaktır...
***
PROPAGANDA VE TEŞKİLATIN GÖREVLERİ
***
Teşkilatçı her şeyden önce psikolog olmalıdır...
İnsan kazanmak iki grupta incelenir...
1- Taraftar: Gayeyi kabul eden kişi...
2- Üyeler: Gaye için mücadele eden kişi...
Propagandanın vazifesi taraftar toplamaktır...
Teşkilatın vazifesi üye kazanmaktır...
Taraftarlar propaganda ile sevk ve idare edilir...
Üye yeni taraftarlar toplamak için teşkilat tarafından görevlendirilir...
Bu taraftarlar daha sonra üye olurlar...
10 taraftardan ancak 2 üye çıkarmak mümkündür...
Üyeler kalabalık olmaktan ziyade birbiriyle koordineli çalışır ve disiplinli olmalıdır...
Kalabalık olan üyeler yavaş yavaş teşkilat kabiliyetini yitirirler...
Birçok taraftar üyelik vasfını kazanmak için acele ederse başarısızlık gelir...
Bu yüzden bencil ve Korkaklar partiye fayda getirmez...
Liyakatsiz ve korkak unsurlar çoğunluğu ele geçirir ve hareketi kendi menfaatlerine hizmet eder hale getirirler...
Önce Öz kurulmalı, sonra bu öz bozulmadan korunmalıdır...
***
PARTİNİN KAPANMASI
***
1919 sonbaharında girdiğim parti benimle 7 kişiydi;ama geçen dört yıl bizi Yahudi ve Marksistlerin korkacağı duruma getirmişti...
Dolaysıyla 9 Kasım 1923'te partimiz kapatıldı ve bütün mal varlığına el konuldu...
***
KORPORASYON (DERNEK) MESELESİ
***
Parti kapatılıp mal varlığına el konulunca, hangi yolu seçersek seçelim önümüzdeki engel paraydı…
Ekonomik meselelerle uğraşmak aktif mücadele gücümüzü felce uğratırdı...
Bu yüzden dernek faaliyetine geçip, üye aidat sistemini getirdik...
***
HARPTEN SONRA ALMANYA'NIN İTTİFAKLAR POLİTİKASI
***
Kitabın bu kısmı, kitabın ne amaçla yazıldığının en güzel belgesidir...
Yahudi ve Marksistler tarafından tüm yolları tıkanan Hitler, zekâsını konuşturur bu kitabı yazmakla...
Özellikle bu kısımda devletin ve Marksistlerin izlediği yanlış ittifak politikasını tüm açıklığı ile dile getirir...
Ülke savaşta iken ihtilal yapan Yahudi ve Marksistleri deşifre eder,onları ihanetle suçlar...
Bu unsurların yok edilmesi için Alman milletinden görev ister...
Ve mesajını bu kitap sayesinde Almanya'nın resmi kurumlarına ve halka iletir...
Resmi kurumlar ve halk tüm organları ile müşkül durumda olmaları dolayısıyla Hitler'in önünü açar...
Ve Kasım 1926'da partinin tüm faaliyetleri serbest bırakılır...
***
Hitler Ocak 1933'te Alman hükümetinin başı olarak atanır...