03 Aralık, 2018

KAVGAM



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: KAVGAM
KİTAP YAZARI: ADOLF HİTLER
***
“Eğer Kavgam'ı ciddiye alarak okusaydık, ikinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına engel olurduk...” Winston Churchill
***
20 Nisan 1889'da Avusturya'da Doğan Hitler, eğitimini de orada tamamladı...
Ressam olmak için gittiği okuldaki öğretmen ona “yeteneksiz” olduğunu söylemesi, bütün hayallerini yıktı...
Okumak için gittiği Viyana’da bu durumla karşılaşınca, geçimini sağlamak için çalışmaya başladı...
Hem çalıştı hem de bol bol kitap okuyarak kendisini geliştirdi...
Fikri yapısı orada oluşmaya başladı...
Alman ve Avusturya’nın birleşerek Büyük Alman İmparatorluğu’nun kurulması fikri ona arı ırk savunuculuğunu aşıladı...
Saf ırk savunuculuğu aynı zamanda ona Yahudi düşmanlığı fikrini de aşıladı...
Saf ırkı bozan etkenlerin başında Marksistleri ve onun kaynağı olan Yahudiler görüyordu...
***
ALMANYA’YA GİDİŞ
***
Çocukluğundan beri gitmek istediği Almanya'ya 1912 yılanın ilk baharında gitti...
Geçimini resim yaparak sağlıyordu...
Bir gün Kral 3.Lovis’a mektup yazarak askere alınmasını istedi...
Ve askere alındı…
1.Dünya Savaşı patlak verdi ve Hitler bölüğüyle birlikte savaşa gönderildi…
Savaşta yaralandı ve bir müddet hastanede yattıktan sonra tekrar bölüğüne geri döndü...
Almanlar savaşı tam kazanmaktayken içerde Marksistler grev ve ihtilal yaptılar...
Ve Alman ordusu manen bozguna uğradı...
Dolayısıyla arkasından yenilgi geldi...
***
SİYASETE GİRİŞİ
***
Savaştan sonra, ihtilalcı olaylar hakkında tahkikat yapacak komisyona üye olarak seçildi...
Görevli olarak gittiği bir konferansta sermayeyi savunan Yahudi konuşmacıya karşı ileri sürdüğü fikirler bir Parti üyesini memnun etti...
6 kişiden oluşan partilerine 7 kişi olarak Hitleri davet ettiler...
Ve bu 7 kişi ile Alman işçi Partisi'ni kurdular...
Partinin adını “ Nasyonal- Sosyalist Alman İşçi Partisi” koydular...
Kısaca kurdukları parti "milliyetçi- solcu" veya "ırkçı- sonucu" idi...
Parti, Marksizm düşmanlığı dolayısıyla Yahudi düşmanlığı fikrinin temelini de oluşturuyordu...
Irkın melezleşmesine etken olabilecek tüm gelişmelere karşıydılar...
Fuhrer adını kendine uygun gören Hitler, din ve Allah inancına saygılıydı...
Ekonomi politikaları haricinde Marks’ı ve Marksizm’i hiç sevmezdi...
Arı ırk konusunda her şeyi meşru kabul eden bir zihniyete sahipti...
Barış için savaşa hazır arı ırkın olması gerektiğini savunurdu…
Zencilere” aşağı ırk” veya “yarı maymun ırk” ifadelerini kullanırdı...
Arı ırka “ idealist”, melez ırka “Egoist” derdi...
***
YAHUDİ VE MARKSİZM
***
Hitler kitapta Yahudiler için aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır:
1- Yahudiler kadar değişikliğe uğrayan başka ırk yoktur...
2- Başka devletlerin ihtilallarına karışan başka millet yoktur...
3- Ve bu ihtilallardan hiç zarar görmeden çıkan başka ırkta yoktur...
4- Çok kurnaz bir millettir...
5- Kendilerinin kültür ve medeniyeti olmadığından başka ülkelerdeki bu özelliklerin yıkılmasından büyük bir haz duyarlar...
6- İdealist değil egoisttirler...
7-Birbirlerine olan bağlılık sürü psikolojisinden başka bir şey değildir...
8-Korkak, Alçak ve ikiyüzlüdürler...
9- Dünya üzerinde sadece kendi ırkları kalsa tarla fareleri gibi birbirlerini yerler...
10- Kendilerine has medeniyetleri yoktur...
11- Hiçbir zaman Yahudi sanatı olmamıştır...
12- Mimar ve musikide insanlık Yahudi’ye hiçbir şey borçlu değildir...
13- En az icada ihtiyaç duyulan dram sanatını işlerler...
14- Soytarı ve taklitçi maymundan başka bir şey değildirler...
15- Yeter ki Yahudi olsun, her zaman kopyacı ve taklitçi sanatçıların yardımına koşarlar...
16- Yahudi zekâsı her zaman yapmaya değil, yıkmaya meyillidir...
1 7-Bu parazit Yahudilerden bıkan milletler onları yurtlarından kovarlar...
18- Krallık kuramadıklarından onları “Göçebe ırk” olarak adlandırmak yanlıştır...
19 -Onları kabul etmiş bir millet, er veya geç söner gider...
20-Dini topluluk maskesini çok iyi kullanırlar...
21-Genelde bulundukları devletin dinini kabul ederler...
22-Yahudi gibi düşünür, Fransızca konuşur, Almanca mısralar düzerek yalnız kendi ırklarının karakterlerini ifade ederler…
23-Yahudi protokolleri bu kavmin bir yalandan ibaret olduğunu gösterir...
24-Yahudi ortaya tüccar sıfatıyla çıkar...
25-Bir memlekette faizle para kazanma geleneğini ilk onlar sokar...
26-Ve yavaş yavaş devlet içinde devlet olmaya başlarlar...
27-Misafir olarak geldikleri toprakların sahiplerini sömürmeye başlarlar...
28-Misafir tarafından soyulduğunu anlayan halk, kendi adaletini kendi sağlamaya başlayınca hükümetleri dolayısıyla kolluk güçlerini ve adliye mekanizmasını ele geçirirler...
29-Her sarayın bir “ saray Yahudi’si” vardır...
30-Hıristiyan topraklarda yaşıyorlarsa vaftiz bile olurlar...
31-Devletin içindeki tüm mekanizmaları “mason” teşkilatı ile elde ederler...
32-Yahudi kadınlar nüfus sahibi erkeklerle evlenebilir; ama erkekler yabancı kadınlarla evlenemezler...
33-Çiftçi, zanaatkâr, memur ve işçi kesimini kontrol edebilmek için sendika ve Marksizmi geliştirmişlerdir...
34-Başka devletlerin müdahalesinden kurtulmak için Filistin'de devlet kurmaya çalışırlar...
35-Bir kısmı kendini Fransız, Alman, İngiliz gibi gösterirken, öteki kısmı da resmen Yahudi olarak ilan ederler...
36-Yahudiler bu dünyada melezlerin hâkimi olurlar, saf ırkın değil...
37-Bu yüzden saf ırkları melezleştirmek için tüm ahlak dışı yolları denerler...
38-Din ve ahlakı, örf ve adetleri gülünç duruma sokar, modası geçmiş ve köhnemiş olarak gösterirler...
39 -Her şeyi ele geçirdikten sonra maskesini çıkartır ve kan dökmeye başlarlar...
40- Eğer bir ülkede Marksist oylar artıyor ve olaylar oluyorsa bilin ki o ülkede Yahudi hâkimiyeti hala devam etmektedir...
***
FELSEFİ FİKİR VE PARTİ
***
Öyle bir parti programı hazırlamalıyız ki, cılız ve miskinleri partimizden uzak tutsun...
Fikrimizi hareketimizin sancağı haline getirmeliyiz...
Partimizin akidesi milletimizin temel kanunları haline gelmezse, basit bir parti olmaktan öteye gidemeyiz...
Irkların eşitliğini kabul etmek, bizi komünizmi kabul etme fikrine götürür...
Marksizm karşısında ırkçı doktrinle durmalıyız; ama bu doktrine Marksizm gibi enternasyonal hüviyet kazandırmalıyız...
***
EĞİTİM POLİTİKASI
***
Irkçı devlet politikamız, kedi ve köpeğin ıslahı ile değil insanımızın ıslahı ile uğraşacaktır...
Ve zayıflar feragat edecek, güçlüler bu kabiliyetlerinin zevkini tadacaktır...
Gençler spora, sporda da boksa yönlendirilecektir...
Okullarımızda önce bedeni güzel öğrenciler yetiştirilmelidir...
Karakter gelişimi ikinci plana bırakılmalıdır...
Karakter gelişiminde çocuklara mertlik, feragat ve ketumluk ( sır saklama) faziletleri geliştirilmelidir...
Ardından; irade gücü, karar verme kabiliyeti ve sorumluluk alma duyguları geliştirilmelidir...
“Cevap vermek hiç cevap vermemekten iyidir” fikrinden yola çıkarak öğrencilerin “yanlış cevap veririm” korkusu üzerlerinden atılmalıdır...
İlk ve orta kısım öğrencilerine gereğinden fazla bilgi yüklenmektedir...
Hayatı boyunca yararlanamayacağı dil eğitimi için binlerce saate yazık değil mi?
Yabancı dil eğitiminde sağlam ve mantıklı düşünce öğretilmediğine göre öğrencilere bu eziyet niye?
Roma tarihi ve eski Yunan tarihi haricinde tarih bilgisi öğrenmeye ihtiyaç yoktur...
***
PARTİ FELSEFESİ
***
Partimizin amacı önce Yahudi’yi dolayısıyla Marksizm’i yıkmak, ardından ırkçı devleti kurmaktır...
***
PARTİ BAYRAĞI
***
Parti bayrağımızı, kırmızı zemin üzerine beyaz daire ve bu daire içine siyah gamalı haç şeklinde tasarladık...
Kırmızı sosyal fikrimizi, beyaz nasyonalist fikri, gamalı haç arı ırkı temsil eder...
***
HÜCUM KITALARI
***
İhtilaldan sonra devlet kayıtsız şartsız Marksizm’e teslim oldu; ama biz olmadık...
Asayiş teşkilatımız yavaş yavaş polis Teşkilatı şeklini aldı...
Bu teşkilat önce kendi güvenliğiniz için kuruldu...
8 milyonluk orduyla savaşan ülkenin bugün 30 bin askeri var, oda ihtilalcıları korumak içindir…
Yaptığımız miting ve gösterileri sabote eden Marksistlerin ağzının payını bu kolluk kuvvetleri verdi...
***
DEVLET YÖNETİM ŞEKLİ
***
En iyi devlet şekli ırkçılığın hâkim olduğu şekildir...
Karar veren merciler oy çokluğu sistemine göre çalışmayacaktır...
Ancak istişare meclisi olmalıdır...
Kurulacak meclis oy verme meclisi olmayacaktır...
İstişareler sonunda alınacak kararlar “ seçkin şefler” grubuna verilecektir...
Bu “seçkin şefler” aynı zamanda kanun yapıcı olacaktır...
***
PROPAGANDA VE TEŞKİLATIN GÖREVLERİ
***
Teşkilatçı her şeyden önce psikolog olmalıdır...
İnsan kazanmak iki grupta incelenir...
1- Taraftar: Gayeyi kabul eden kişi...
2- Üyeler: Gaye için mücadele eden kişi...
Propagandanın vazifesi taraftar toplamaktır...
Teşkilatın vazifesi üye kazanmaktır...
Taraftarlar propaganda ile sevk ve idare edilir...
Üye yeni taraftarlar toplamak için teşkilat tarafından görevlendirilir...
Bu taraftarlar daha sonra üye olurlar...
10 taraftardan ancak 2 üye çıkarmak mümkündür...
Üyeler kalabalık olmaktan ziyade birbiriyle koordineli çalışır ve disiplinli olmalıdır...
Kalabalık olan üyeler yavaş yavaş teşkilat kabiliyetini yitirirler...
Birçok taraftar üyelik vasfını kazanmak için acele ederse başarısızlık gelir...
Bu yüzden bencil ve Korkaklar partiye fayda getirmez...
Liyakatsiz ve korkak unsurlar çoğunluğu ele geçirir ve hareketi kendi menfaatlerine hizmet eder hale getirirler...
Önce Öz kurulmalı, sonra bu öz bozulmadan korunmalıdır...
***
PARTİNİN KAPANMASI
***
1919 sonbaharında girdiğim parti benimle 7 kişiydi;ama geçen dört yıl bizi Yahudi ve Marksistlerin korkacağı duruma getirmişti...
Dolaysıyla 9 Kasım 1923'te partimiz kapatıldı ve bütün mal varlığına el konuldu...
***
KORPORASYON (DERNEK) MESELESİ
***
Parti kapatılıp mal varlığına el konulunca, hangi yolu seçersek seçelim önümüzdeki engel paraydı…
Ekonomik meselelerle uğraşmak aktif mücadele gücümüzü felce uğratırdı...
Bu yüzden dernek faaliyetine geçip, üye aidat sistemini getirdik...
***
HARPTEN SONRA ALMANYA'NIN İTTİFAKLAR POLİTİKASI
***
Kitabın bu kısmı, kitabın ne amaçla yazıldığının en güzel belgesidir...
Yahudi ve Marksistler tarafından tüm yolları tıkanan Hitler, zekâsını konuşturur bu kitabı yazmakla...
Özellikle bu kısımda devletin ve Marksistlerin izlediği yanlış ittifak politikasını tüm açıklığı ile dile getirir...
Ülke savaşta iken ihtilal yapan Yahudi ve Marksistleri deşifre eder,onları ihanetle suçlar...
Bu unsurların yok edilmesi için Alman milletinden görev ister...
Ve mesajını bu kitap sayesinde Almanya'nın resmi kurumlarına ve halka iletir...
Resmi kurumlar ve halk tüm organları ile müşkül durumda olmaları dolayısıyla Hitler'in önünü açar...
Ve Kasım 1926'da partinin tüm faaliyetleri serbest bırakılır...
***
Hitler Ocak 1933'te Alman hükümetinin başı olarak atanır...