28 Ocak, 2019

SEFİLLER



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI:  SEFİLLER
KİTAP YAZARI: VİCTOR HUCO
***
İncelemesini yaptığımız bu kitap her yönüyle mükemmeldir…
Tam metnini okumayanlar bu kitabı okudum zannetmesinler…
Ötüken yayınlarınca 2013 yılında çıkan “sefiller” kitabının tam metni, 2000 sayfadan(önlü-arkalı) ibarettir…
E.Kılıç tarafından Osmanlıcadan günümüz Türkçesine çevrilmiştir…
Victor Huco, sefiller kitabı ana fikri için söylediği  “vicdan yargıçtır” yorumuna katılmamak elde değildir…
***
Diğer kitap incelemelerinde yaptığımız gibi,kahramanların senaryosunu irdeleyecek değiliz…
Bu zaten internet ortamında birçok okur tarafından yapılmıştır…
Bizim yapmak istediğimiz;kitabın orijinal metnini  okuduğumuzdan,kitap içinde dikkatimizi çeken konuları irdelemektir…
***
Yazarın romanda dile getirdiği olayların hemen hemen hepsi yaşadığı döneme aittir…
Victor Huco’nun doğum tarihi: 1802
Waterloo Savaşı:  1815
Fransız Devrimi: 1848
Sefiller kitabının ilk yayın tarihi: 1862
Bu olaylar içine soktuğu roman kahramanları vasıtasıyla; hem tarihi ve coğrafi bilgi vermekte, hem de kendi görüşlerini roman kahramanları vasıtasıyla dile getirmektedir…
***
Her ne kadar komünistler,kitaptaki Fransız Devrimini örnek alıp kitabı sevseler de,yazar devrimi savunmak için kitabına almamıştır…
O’nun   amacı,olayların içine soktuğu kahramanlarıyla senaryoyu tamamlamaktır…
Yoksa, Fransız Devrimi için “insanları yalancı ışıklarla aydınlatmaya çalışmayın” der miydi?
Yoksa, “ komünistler arazi kanunu ile servetin taksim ve dağıtımı meselesini halledeceklerini zannederler…
Halbuki aldanıyorlar…
Bu zanları hatadan başka bir şey değildir…
Bunların paylaşım şekli,üretilenleri yok etmektedir…
Eşit olarak paylaşma rekabeti,bundan dolayı çalışma ve gayreti azaltıp yok etmektedir”  der miydi?
Ama her nedense bazı yayınevlerinin çıkarttığı kitaplar ve filmler,yazarın görüşlerine müdahale ederek, Fransız Devrimi savunucusu olarak onu göstermektedirler…
***
Aslında Victor Hugo kesin olmamakla birlikte Müslüman olduğu söylenmektedir…
Ve belirtilen linkte göreceğiniz gibi peygamberimiz hakkında oldukça güzel şiirler yazmıştır…
***
Victor Hugo’nun  “sefiller” kitabında, Osmanlı Devleti ve peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A.V) hakkında söyledikleri:
“Epishates ne yaptı?
İnsana (güreşte) çelme atarak düşürmek usulünü icat etmiştir!
İşte Eski Yunan’ın şan ve şerefi bununla özetlenebilir…
Debdebe ve ihtişamın idare merkezi olan Londra aynı zamanda sefaletin de merkezidir…
Cross mahallesinde senede yüz kişi açlıktan ölmektedir…
Paris sebebiylemi Fransa’yı  öveyim?
Lehistan’ın Rusya,Avusturya ve Prusya tarafından paylaşılmasını mı öveyim?
O tarihe kadar güçlü Osmanlı desteğini alarak kendi varlığını hem orta Avrupa’dan,hem de Rusya yönünden gelecek tehditlere karşı koruyarak ayakta kalmış Lehistan,Osmanlının güç kaybetmesi sonucunda, bu üç devlet tarafından paylaşılmış,buda Avrupa’daki dengeleri bozarak sonraki bir çok hadiseler için zemin hazırlamıştır…
Halbuki Osmanlı bu dengeleri hassasiyetle koruyup kollamaktaydı…”
*
Yazar,tüm başkentleri tek tek  sayarak; hangisinde rakı,viski,votka,şarap içildiğini ifade etmiş ve İstanbul’da da kahve içildiğini söylemiştir…
*
“ben sizi tamamen temiz ve yeni düşüncelere sahip kişiler sanıyordum…
Heyecanınızı nereye harcıyorsunuz?
Ne olduğunu bilmediğiniz adamlar istiyorsunuz…
Halbuki o adamda her şey vardır!
Sezar gibi hükümran olurdu…
Sözlerinde Paskal şimşeği,Taçitus’un  yıldırımları gizlenirdi…
Hz. Muhammet’in metaforik sözleriyle,Nevton’un sayıları arasında ilişki kurardı…”
*
Yazar,kahramanlar arasında meydana gelen bir olayı izah etmek için peygamberimize ait bir hadisi dile getirir, “Marius’un kendine gelmediğini görerek Cosette ona doğru gitti…
Böyle durumlarda kadınlar Hz. Muhammet’e benzerler;kendilerine doğru gelmeyene karşı giderler.”
*
“Evet,Türk dedim…
Bakınız bunu da kabul ediyorum ve sözümü geri almıyorum…
Türkler hakkında gündelik konuşmalarda fena söylendiğinin sebeplerini anlayamıyorum…
Hz. Muhammet’inde iyi yanları vardır…”
***
Kitabın tam metnini okumadığınız taktirde yukarıda ki bilgilerden de mahrumsunuz demektir…

11 Ocak, 2019

BUHRANLARIMIZ



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: BUHRANLARIMIZ
KİTAP YAZARI: SAİD HALİM PAŞA
***
Paşanın Milli ve İslami fikirleri o kadar mükemmel ki, neden II.Abdülhamit düşmanı olduğuna anlam veremiyorsunuz…
Bu noktada aklımıza Fatih Sultan Mehmet’in, “bu milletle değil İstanbul’u dünyayı fethederim” ifadesi geliyor…
Bu iki ifade arasında ilişki kurduğumuzda Osmanlı Devleti’nin neden yıkıldığını daha iyi anlıyoruz…
***
Bir süre İttihat ve Terakki katipliği yapan Said Halim Paşa,savunduğu fikirleri gerçekleştirebileceği sadrazamlık makamına kadar yükseldi…
II. Abdülhamit tarafından yapıldığını iddia ettiği İstibdadın (baskı rejimi) ne olduğunu İttihat ve Terakki yönetiminde daha iyi anladı…
Becerip istifa bile edemedi ve istibdat sonucu istifasını geri almak zorunda kaldı…
Millilik eğer sahip çıkmaysa ,bu adamların Osmanlıya yani devletlerine ne kadar sahip çıktıkları tartışılabilir!
Atalarımızın “lafla peynir gemisi yürümez” dediği gibi , “millilik ve İslamlık” demeyle yürümüyor maalesef…
“Vatan haini” denemeyecek ;ancak gaflet ve delalet içinde olan bu tür zatların ölümleri de,ya Ermeni kurşunuyla ,yada sefil sefalet içinde olmuştur…
M.Akif,Talat ve Enver Paşalar gibi örnekler bunlara ekleyebiliriz…
***
Bu kadar örneklere rağmen günümüzde de, “milli ve İslami” olduğunu iddia eden;ama gaflet ve delalet içinde olan insanlarımızı da görüyoruz maalesef…
Allah huzurunda bu tür insanların sınavı,hıyanet içinde olanlardan daha zor geçeceği muhakkaktır…
De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunu anlar. “ ayetini sadece ” bilgili ile cahil” şeklinde mi değerlendireceğiz; yoksa, aynı sucu işlemeleri durumunda, bilgili olanın daha büyük cezaya çarptırılacağını mı anlayacağız!
Her şeyin doğrusunu Allah bilir…
#buhranlarımız #saidhalimpaşa

06 Ocak, 2019

AHMET FEHİM BEY’İN HATIRALARI



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: AHMET FEHİM BEY’İN HATIRALARI
KİTAP YAZARI: AHMET FEHİM BEY
KİTAP TÜRÜ: ANI
***
Her ne kadar kitap anı şeklinde yazılmışsa da okurken roman hissi veriyor…
Ahmet Fehim Bey tiyatro sanatçısıdır…
 Genelde Ermenilerden oluşan Türk tiyatrosu sanatçıları 93 harbi başladığında Rus askerine sunum vermek için Rusya’ya kaçmışlardı…
Tiyatro işleticileri bu yüzden sanatçı eksikliği çekiyorlardı…
Tiyatro merakı yüzünden sürekli bu ortamlara giden Fehim Bey,çalışma teklifi aldı…
Böylece bir Türk olarak, çoğunluğunu Ermenilerin teşkil ettiği tiyatro camiasının içine girmiş oldu…
***
Daha sonra kendisinin oluşturduğu kumpanyalarla Anadolu turnesine çıkar…
Bu turnelerle ilgili verdiği bilgilerin bir kısmı tarihi belge şeklindedir…
Örneğin,
1-Ankara çöl ortasında kalmış bir şehir,Katolik Ermenilerin toplandığı bir belde idi…
Müslümanlar azdı…
2-Kırklareli = Kırkkilise  
3-Tren yolu olmadığından,Geyve’den Ankara’ya arabayla 9 günde gidilirmiş…
Daha sonra Sincan’a kadar raylar döşenmiş ve oradan da Ankara’ya yürüme bir günde gidilirmiş…
4-Esasen kodamanlar hep Kadıköy’ü tercih ederlermiş…
***
Bir Türk olarak sürekli Ermeni sanatçılar içinde olması, ona II.Abdülhamit düşmanlığı aşılamıştır…
Ama kitabın bazı yerlerindeki,
“Ermeni yapımcılar bana kapıları kapatmışlardı…
Çünkü ara yere bir milli taassup karışmıştı,
Elbette ki Ermeniler korsanlar sahnesinde Fransızlar’dan başarılı olur,
Bizim devrimizde tiyatro eserleri ,Ermenice düşünülmüş ve Ermenice ifade edilmişti”
İfadelerden onları sevmediğini anlıyoruz…
Fakat, II.Abdülhamit’in Ermenilerin sinsi oyunlarına karşı göstermiş olduğu yasakları maalesef anlayamamıştır!
Günümüz sanatçıları bu tür oyunların farkında değil midirler? diye de bir soru aklımıza gelebilir…
Ermeniler dün aleni, bugün ise kripto bir şekilde Türk tiyatro ve sinema sanatının temeline çöreklenmişlerdir…
Maalesef günümüz sanatçılarının bir çoğu bunlardan nemalanmak beşindedir…
Adları ve soyadları Türkçe olduğundan bizim tanımakta güçlük çektiğimiz bu şahsiyetleri onlar çok iyi tanımaktadırlar…
Ve bizde, “ekmeğini yedikleri kaba bu sanatçılar neden tükürürler” diye merak eder dururuz..
AMA BU MİLLET;ONLARI NEFRETLE,MİLLİ SANATÇILARIMIZI DA GURURLA İZLİYOR…


05 Ocak, 2019

BAŞIMIZA GELENLER (2 ve 3.cilt)



KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: BAŞIMIZA GELENLER (2 ve 3.cilt)
KİTAP YAZARI: MEHMET ARİF
***
Mehmet Arif Bey’in kaleme aldığı “BAŞIMIZA GELENLER” kitabının 2 ve 3’üncü ciltlerini okumak nasip oldu…
1877 Osmanlı-Rus Harbi (93 HARBİ) doğu cephesinde görev alan yazar,savaşı tüm ayrıntıları ile kaleme almıştır…
Gördüğü ve işittikleri yanında çekilen telgrafları da belge olarak kullanmıştır…
***
Savaş, coğrafi olarak Erzurum-Kars arasında ve kış mevsiminde cereyan ediyorsa "ikinci savaş soğukla veriliyor" demektir…
Bu yüzden Ruslar sivil halka ait evleri yıkıp ısınmak için odun olarak kullanmışlardır…
Ayrıca o devirdeki savaşların en önemli özelliği,istihbaratın zorluğuydu…
Bu yüzden çatışma sonunda dağ ve tepelerin ardına kaçan düşmanın vaziyeti hakkında bilgi almak güç olduğundan, savaşın akıbeti de kolay kolay tayin edilemiyordu…
Yazar bunu, "horozlar dövüştükten sonra yere bakıp yeri eşeler ve böylece biri birinin açığını ararlar…" durumuna benzetiyor
Demek ki bu tür savaşlar,ne günümüzdeki savaşlara nede kılıç- kalkan, mızrak savaşlarına benziyordu…
Sabır,cesaret ile askerin sevk ve idaresi 93 harbinin de en önemli özelliğiydi…
Menfaat ve rütbe beşinde olan komutanlar hat safhadaymış…
Cepheye bir seferliğine gelip rütbe isteyenler mi ararsınız,savaşırken elinden ayağından hafif şekilde yaralanıp rütbe isteyenler mı ararsınız,hepsi bu savaşta mevcutmuş…
Dolaysıyla insanlığın kuralı gereği siyah ile beyaz olmazsa olmaz…
Vatan,millet,devlet ve bayrak için aşkla savaşanların hepsi beyaz olsa,bu ordunun önünde dünyada kimse duramazdı…
93 harbinde de bu tür aksaklıkların çokça olduğunu yazarın ifadelerinden anlıyoruz…
***
Yazar kitabın sonunda, 93 harbiyle ilgili devamı yazacağını beyan etmişse de buna ömrü vefa etmemiştir…
Bu gün hür ve egemen yaşıyorsak bunu onlara borçluyuz…
Emeği geçenlere Allah’tan rahmet dileriz...
Yattıkları yerler cennet olsun…
AMİN…