KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: VATAN YAHUT SİLİSTRE
KİTAP YAZARI: NAMIK KEMAL
***
Vatan yahut Silistre Osmanlıda yayınlanmış ilk tiyatro
eseridir…
“Eser sahnelendikten sonra Namık Kemal sürgüne gönderildi”
ifadesini söylemek abesle iştigaldir…
Çünkü eserde ne saltanata, nede Osmanlıya hakaret vardır…
Hatta eserde Osmanlıyı öven marşlar bile okunmaktadır…
Ama tiyatro çıkışında Jön Türk elemanları sloganlarla
sokaklarda tur atmışlardır…
Namık Kemal, II. Abdülhamit tarafından çok sevilse de,
kendisine sokaktaki olaylar anlatıldığından onu sürgüne göndermiştir…
Daha sonrada kendisini İstanbul’a davet etmiştir…
Osmanlının özellikle II. Abdülhamit dönemine ait bilgi
kirliliği Namık Kemal içinde geçerlidir…
***
Silistre, Tuna nehri kenarında bir şehirdir…
Her ne kadar eser içinde adı geçmese de Osmanlı toprağıdır…
Osmanlı-Rus savaşında şehrin savunulması için gönüllü
askerler aranmaktadır…
İslam Bey, sevgilisi Zekiye hanımla sohbet ederken bilgi
sahibi olur…
Ve gönüllülere katılmak için Zekiye hanımdan izin ister…
İsmet Beyi çok seven Zekiye Hanım, erkek elbisesi giyer ve
savaşmak üzere gönüllüler arasına katılır…
Kendisine Adem ismini takar ve bu adla, yaralanan İsmet Beye
yardım eder…
İsmet bey hasta yatağında ayılırken gizlenen Adem’i sesinden
tanır…
Daha sonra Zekiye Hanım kale komutanının babası olduğunu
öğrenir…
***
Yazar için “Laikti” diyenler “Ölüm son rütbesidir askerin/
Altı da bir üstü de birdir yerin / Yürüyün yiğitler vatanın yardımına.”
Şiirindeki söze baksınlar…
Aynı sözün bir benzerini II. Abdülhamit , “ben hem filozof,
hem de dervişim” şeklinde söylemiştir…
İkisinin de ifade etmek istediği, “hem dünyacılık, hem de
ahretçilik” anlamındadır…
***
“Vatan yahut Silistre” eserinin son sözü “Yaşasın vatan!
Yaşasın Osmanlılar!” ise olayların arkasındaki nedenler çok çok farklıdır!
İnşallah tarihçiler, II. Abdülhamit’e ait belge ve
dokümanlarına (Bu dokümanlar sultan tarafından günü gününe tek tek tasnif
edilmiştir) ulaştıklarında bu bilgilere sahip olacağız…
Ve böylece bilgi kirliliğinden de kurtulacağız...