08 Kasım, 2020

1869 DA TRABZONDAN ERZURUMA


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: 1869 DA TRABZONDAN ERZURUMA

KİTAP YAZARI: THÉOPHİLE DEYROLLE

***

Kitabın yazarı Deyrolle, Fransız’dır…

Ressam ve seramikçidir; ama devleti onu Osmanlı devleti içinde arkeoloji çalışmaları yapması için görevlendirmiştir…

O yıllar, petrolün yeni bulunduğu yıllardır…

Ve II. Abdülhamit, bu tür yabancı arkeologların Anadolu’da petrol aradığı istihbaratını almıştır…

Zaten yazar kitapta madenlerden sık sık söz etmektedir…

***

Trabzon’a gelip yerleşen Deyrolle, her gittiği yerde Trabzon Valisinin kendine verdiği mektubu gösterdiği için hiçbir zorlukla karşılaşmamıştır…

Akçaabat, Tirebolu, Batum, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan, Erzurum ve Van’da incelemeler yapmıştır…

Deyrolle, manzaraların çok güzel olduğundan dem vurmasına rağmen hiç resim yapmamıştır…

Hâlbuki kendisi ressamdır…

Ama o Görünüşte avcılık, hayvan ve bitki koleksiyonculuğu yapmıştır…

***

O yıllarda Rum, Ermeni ve Türkler bir arada yaşamaktaydılar…

Yazar kitapta Rum ve Ermenileri üçkâğıtçı, Türkleri ise dürüst insanlar olarak ifade ettiğini belirtmeden geçmeyelim…

Hatta “Anadolu’da katliamlar, haydutluklar, uydurma birer masaldan başka bir şey değildir.” dediğini de unutmayalım…

Ancak her nedense gittiği yerlerde, Rum ve Ermenilerin evlerinde misafir kalmayı tercih etmekteydi…

 

06 Kasım, 2020

YENİÇERİ


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: YENİÇERİ

KİTAP YAZARI: NECİP FAZIL KISAKÜREK

***

Ahlak ve nizamını Bektaşilikten alan Yeniçeri Ocağı 2. Osmanlı Padişahı Orhan bey zamanında kurulmuştur…

Dünyada kurulan ilk ordu teşkilatıdır…

Üzümünü yediği asmaların dibine parasını bırakacak kadar devlet gaye ve ahlâkına bağlı Yeniçeri, daha sonra Halife ve Padişahına asi olmuştur…

Tıpkı tapınak şövalyeleri gibi, “savaşlarda motor güç ben oluyorsam, yönetimde de söz sahibi olmalıyım” noktasına gelmişti…

Bu noktadan sonra çürümeye başlayan Yeniçeri, Osmanlı savaşlarında bir varlık gösteremedi…

Ama içerde anarşi çıkarmaktan geri durmadılar…

Padişah Genç Osman’ı katlettiler…

4.Murad’ın ölümünden sonra tahta çıkan İbrahim ile 4.Mehmet, yeniçerilerin kontrolünde padişahlık yaptılar…

Her ne kadar yeni ordu( Nizam-i Cedit )kurma çalışmalarını başlatan 2.Selim ise de bunda başarılı olamamıştır…

Nizam-i Cedit ordusunun kurulması ve Selimiye Kışlası’nın yapılması onun devrinde olmuştur…

En zor şartlarda tahta çıkan 2. Mahmut’ta yeniçeri aleyhtarı olmasına rağmen, yeniçeri karşısında çok aciz durumda kalmıştı…

2.Mahmut son hamle olarak Et(At) meydanındaki Yeniçeri kışlasına saldırı emrini verdi…

Sekbanlar, topçular, hambarcılar, Medrese talebeleri, İstanbul imamları, kadılar, yeşil sarıklı seyyidler kışlayı çepçevre sardılar…

Önce teslim olmaları için ikazda bulundular…

“Hayır” cevabı alınınca da topçular ateşe başladılar…

Kapılar yıkılınca yeniçeriler iç kışlaya sığınarak tüm kapıları kilitlediler…

Haşere yuvası yakılır gibi tüm kışla ateşe verildi…

5 asırlık ocak kökünden kazınmış, temelinden yakılıp yıkılmıştı...

***

Kitap, tarihi roman özelliği yanında tarihi bilgi özelliği de taşımaktadır…

 

03 Kasım, 2020

HALİÇ’TE YAŞAYAN SİMONLAR


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: HALİÇ’TE YAŞAYAN SİMONLAR

KİTAP YAZARI: HANEFİ AVCI

***

Hanefi Avcı’ya göre “simonlar”, beyinlerine örgütün idealleri yerleştirilmiş ve o idealler için ölümü göze alan şahıslardır…

Kısaca, “mankurt, haşhaşı” de denebilir…

Bu türlerin her yerde yaşaması mümkünken, kitabın adının “Haliç’te yaşayan simonlar” konulmasının anlamını herkes gibi bizde çözemedik…

Hanefi Avcı bu kitabı arzu ettiği makamlara çıkartılmadığı için, birilerini karalama amacıyla yazdığı iddia edilmektedir…

Kitaptaki bazı tespitlere katılmakla birlikte, katılmadığımız birçok tespit vardır…

Örneğin, “Türkiye olarak muhakkak AB’ye girmeliyiz” tespitine katılmıyoruz; ama “Osmanlı Devleti’nin yıkılmasına ‘İttihat ve Terakki ile Jön Türkler’ sebep olmuştur.” Tespitine katılmamak elde değildir…

Kitabın 15 Temmuz’dan altı yıl önce yazılmış olması oldukça ilginçtir…

Kitap 15 Temmuz’dan sonra yazılmış olsaydı acaba Hanefi Avcı, iki çocuğunu FETO kolejlerinde okuttuğunu gene de yazar mıydı?

Öğrencilik yıllarında nurcu cemaat içinde kalması da oldukça dikkat çekicidir…

Hatıra türünden yazılan kitapların çoğunda olduğu gibi Hanefi Avcı’da bu kitapta kendisine övgüler dizmiştir…

Ve bu tür kitaplarda kendine eleştiri getiren şahıslar oldukça nadirdir…

Hanefi Avcı, kitabın sonlarına doğru Fetoculara nasihatte bulunması mantıksızdı!

Onlara öyle güzel nasihat etti ki, onlarda 15 Temmuz’da 300 küsur vatan evladını şehit ettiler…   

Devlet ve Cemaat kısımlarından meydana gelen kitabın en manidar ifadesi, "dış güçler, Osmanlı devletini yıkmak için nasıl Jön Türk ile İttihat ve Terakki Cemiyetini kurdularsa, TC’yi yıkmak için de  FETO’yu kurdular" ifadesidir...