24 Mayıs, 2023

PRENS


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: PRENS

KİTAP YAZARI: NİCCOLO MACHİAVELLİ

***

3 Mayıs 1469 tarihinde İtalya’nın Floransa şehrinde doğan Machiavelli, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarıdır…

İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerindendir…

Machiavelli, siyasal düşünüşün laikleştirilmesi ve bilimselleştirilmesi gerektiğini savunurdu…

Ancak, her ne kadar kiliseye karşı olan Machiavelli, laikliği savunmuş biri olsa da Prens’in gerektiği zaman dini de alet olarak kullanması gerektiğini belirtmiştir…

Makyavelizm’i temsil eden ana düşünce "Amaca ulaşmak için her araç yasaldır." anlayışıdır…

Bu araçların ahlaki, hukuki ve dini açıdan bir sınırı yoktur…

Makyavelist düşünceye sahip kişi ya da kurumların ise üç temel inancı vardır:

1- İnsanlar genel olarak kötüdürler, bu nedenle de her türlü kötülüğü hak ederler…

2- Amaca ulaşmak için yapılması gereken şey kötü değildir, kötülüğü becerememek kötüdür ve kınanması gereken de budur…

3- Amaca ulaşmak için her araç, yasal ve ahlakidir…

Machiavelli, devlet yöneticisinde bulunması gereken özellikleri genel olarak şu şekilde belirtmiştir: 

“İnsanları ya okşayacaksın ya da ortadan kaldıracaksın...

Çünkü vereceğin ceza hafif olursa adam senden intikam alır; ama ağır bir ceza verirsen artık başını kaldıramaz…

Kısacası insanlara vereceğin ceza intikamını alır diye korkmayacağın bir ceza olmalıdır…

Bütün büyük işleri sözünde durmayanlar, yalancılar, arkadan vurucular, acıma duymayanlar başarmışlardır…

Dolayısıyla halkı aldatmak için her yalan söylenebilir…

Dürüst devlet adamları, siyasetin doğasına aykırıdır.”

Evet, her yöneticinin temel görevi ülkesini korumak ve devletinin bekasını sağlamaktır…

Ancak Makyavelli siyasette amaca varmak için öldürmeyi, yok etmeyi, hak ve hukuku ayaklar altına almayı meşru görmektedir…

Dönemleri ve isimleri farklı olsa da dünya üzerindeki siyaset anlayışının pek değişmediği gözlenen bir durumdur…

Machiavelli’ye göre devlet, gücünü dinden değil, ulustan almak mecburiyetindedir…

Maalesef İslami kitleler, İslâm’ın temel kaynaklarına bakmaksızın Makyavelist bir yaklaşımla gelişen vakıalardan etkilenerek ona göre şekil alan bir anlayışa sahip oldular…

Hâlbuki Machiavelli’nin Prens (Hükümdar)kitabının bir benzerini Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig kitabında yazmıştır…

11. yüzyılda yaşamış Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig kitabında; komutanın, hükümdarın, prensin vasıfları nasıl olmalıdır? sorusuna İslami açıdan cevaplar vermiştir…

Bu cevaplar, Türk-İslam mefkûresinin temellerini oluşturmaktadır…

08 Mayıs, 2023

ŞAH ve SULTAN



 


KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: ŞAH ve SULTAN

KİTAP YAZARI: İSKENDER PALA

***

Kitabın senaryosu, Rahmetli Yavuz Bahadıroğlu’nun daha önce okuduğum “Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler” kitabıyla birebir örtüşmektedir…

Şah ve Sultan kitabı; Kızılbaşlık, Sünnilik ve Çaldıran Savaşı temellerine oturtulmaktadır…

Kitabındaki kahramanlar; Sultan Selim, Şah İsmail, Taçlı Bihruze, Begüm Hatun, Kamber Can, Hasan ve Hüseyin’den oluşmaktadır…

Yazarın, “kitabı ben kurguladım” demesi kitabın tarihi özellik taşımadığı anlamına gelmektedir…

Kitaptaki şiir ve mektuplar iki lidere ait olduğundan romana farklı bir ahenk katmıştır.

Ayrıca Çaldıran Savaşı sonrası Sultan’ın yaveri Hüseyin, ölen ikiz kardeşi Hasan’ın yerine geçiyor ve artık Şah’ı anlatmaya başlıyor…

Kamber’de savaş sonrası Sultan’ın tarafına geçiyor ve Sultanı anlatmaya başlıyor…

Bu denemede yazar, Sünni ve Alevilik arasında diyalogu tesis etme amacı var gibi…

Aynı şekilde Şah’ın sevgilisi olan Taçlı’nın savaştan sonra Sultanla olan münasebetleri bu amaca yöneliktir…

***

Kitap her ne kadar yazarın ifade ettiği gibi kurgu olsa da, yazım üslubu güzel…



04 Mayıs, 2023

 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: ÇORAK TOPRAK YEŞERDİ

KİTAP YAZARI: MUHTELİF ŞAİRLERİN KALEME ALDIĞI KIRK DOKUZ ŞİİR

***

Otağ yayınevi 1974’lı yıllarda  “milli şiir demeti” adı altında hikâye kitapları yayınlamıştır…

Bu kitap milli şiirler demeti serisinin 2.sı dır…

Amaç, toplumun bağrından çıkan milli sanat kapsamındaki şiirlerin genç nesillere sevdirilmesi ve ulaştırılmasıdır…

Milli sanat nedir?

Bir toplumun kültürünün belirmesi ve gerçekleşmesidir…

Nazım Hikmet’in şiiri Türkçe yazılmış ve okuyucu bulmuş diye milli olamaz!

Donkişot romanı Türkçeye çevrildi diye milli olamaz…

Dolaysıyla gelecek nesiller iki farklı kültürle karşı karşıyadırlar…

Birincisi, tarihi ve yerli(milli) kültür…

Diğeri, gayrı milli hâkimi azınlığın taşıdığı batı kültürü…

Kısaca sanatçılar ve sanatseverler, milli sanat anlayışına dönmelidir…

Yoksa sanat, azınlık kültürü halinde kalacaktır…

***

Ellerinizi,

Kirli, kanlı ellerinizi,

Çekin üstümüzden;

İnsanlığın üstünden.

(Hüseyin GÜLERCE)


02 Mayıs, 2023


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: ERMENİ MESELESİ

KİTAP YAZARI: YUSUF HİKMET BAYUR

***

Yazar 1891 yılında İstanbul’da doğdu…

Galatasaray Lisesi mezunu ve yüksek tahsilini Fransa’da tamamlamıştır…

Kurtuluş Savaşı ve Lozan’da görev aldı…

Siyasî hayatı 1933’te Manisa milletvekili olunca başladı…

Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü muhalifliğine başladı…

Millet Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı ve bu partinin genel başkanlığına kadar yükseldi…

Daha sonra Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili olarak Büyük Millet Meclisi’ne girdi… Ancak iktidar partisinin din ve vicdan hürriyeti çerçevesinde din eğitimine vermek istediği önemi benimsemedi…

Dolaysıyla din eğitiminin modern Türkiye’nin geleceği için tehlikeli olabileceğini belirtmiştir…

Bayur ayrıca ibadet dilinin Türkçe olmasının gerektiğini savunmuştur…

27 Mayıs 1960’ta darbesinde Yassıada mahkemesinde yargılandı ve mahkûm edildi…

***

Kitabın konusu, Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması, Anadolu’nun taksimi planı çerçevesinde oluşan Ermeni Meselesini irdelemektedir…

Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa; Küçük Asya’nın (Anadolu) taksimi konusunda birbirilerine güvenmediklerinden Ermenileri kullanmışlardır…

Ve Ermeniler, doğuda yaptıkları zulme yöre halkı tarafından cevap verilince Osmanlıyı Avrupa’ya şikâyet ettiler…

Avrupa’nın baskısı karşısında devrin İttihat Terakki hükümet başkanı Mahmut Şevket Paşa, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’dan doğuda görevlendirilmek üzere ıslahat askerleri ve müfettişleri istemiştir…

Ama teklifte bulunduğu devletler, bu teklife sıcak bakmaz…

Böylelikle Osmanlı hükümetinin İngiltere ve Almanya'ya dayanarak ıslahat yapmak ve sivil işlerle jandarmayı İngiliz, askeri ve kültür işlerini Alman uzmanları eline vererek bu iki devletten yardım görmek ümidi boşa çıkmakla kalmaz, iş onun hiç beklemediği ve ummadığı bir sonuca varır…

II. Abdülhamid'in bin bir kurnazlıkla uyuttuğu 1895 ıslahat tasarısının daha çok çetin bir biçimde ve Rus baskısı ve gözetimi altında ortaya çıkması ve yürütülmesi, Bu olay Mahmud Şevket Paşa 'nın ve hükümetinin ne derece bilgisiz ve gafil olduklarını ve kaş yapalım derken göz çıkarttıklarını gösterir…