29 Temmuz, 2023

YUNUS EMRE’DEN


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: YUNUS EMRE’DEN

KİTAP YAZARI:

***

Kitabı hazırlayanlar, kendi düşünceleri ve inanışları doğrultusunda kişisel yorumlar yaparak Yunus’un hikâye ve şiirleri arasına fikirlerini sokuşturmuşlardır…

Buda Yunus’un dergâhına doğru odun taşıma felsefesine uygun düşmemiştir…

Bu nedenle olsa gerek ki kitaba yazar ismi koymamışlardır…

***

Kitabın başlangıcında “Yunus Emre’nin yaşamı ve kimliğine ilişkin pek az şey bilinmektedir” denilmesine rağmen, Yunus’un “Vahdet-i vücut fikriyle Alevi- Bektaşiliği zenginleştirdi” yorumunu yapan kişi, kitaba yazar olarak adını niye yazmaz?

Ve bu tür kişisel yorumlar kitapta oldukça fazladır…

-İnsan, ancak söz söyleme yetisiyle insandır; konuşan tanrı durumundadır…

-Dost, başka bir anlamda da Tanrı’dır, kişinin gönlünde ışıyan tözdür…

-Yunus’un insan severliği, doğaya açılışı, din ve mezheplerin dogmalarına bağlanmayışı, onların hepsinin üstüne çıkışı, soyut bir tasavvuf inancından olduğu kadar, içine karıştığı bu sağlıklı toplumdan da gelir…

-Eli ya da diliyle bu halkçı düzene katkıda bulunan ve alın teri dökerek bir şey beklemeden, dürüstçe halka hizmet ettikleri için “baba” ya da “dede” olmuşlardır…

-Yine içki kadehleri dizildi, yine içkiler sunuldu…

Canlar içip esrük (sarhoş) oldu…

Evin içi aşk ile doldu…

Hiçbir perişanlığımız kalmadı…

Bu semahtır…

-Ve eğer yeryüzünde Allah’ın görüntüsüyse insan, cinsi, ırkı, konumu önemsizdir…

-Yunus Emre, yaşadığı ve yaşattığı inanç sistemi; Kuran’ın özüne ulaşarak, tek olan gerçeğin (Allah) sırlarını keşfetme bilimi olan tasavvuf ve Vahdet-i Vücut (Yaratanla yaratılanın tek “bir” olduğunu savunmak) düşüncesine bağlı kalmıştır…

-Peygamber, üzümün suyunu çıkarıp kırklara bölüştürür…

Üzüm suyunu içen kırklar, esrik ( sarhoş) olup dönmeye başlarlar…

Peygamber, Allah’ın elçisi olmanın gerçeğini böylece kırklardan öğrenir…

Semah töreni, Hz. Muhammet’in peygamberliğe geçiş töreninin simgesi kabul edilerek Alevi-Bektaşiler arasında günümüze dek sürüp gelmiştir…

-Yunus’un yollarına bağlandığı bu babaların ortak özellikleri var:

Sünni Müslümanlığın kurallarına aldırmaz, şeriatın buyruklarını yerine getirmezler…

İçkili, çalkılı, oyunlu dinsel törenler yaparlar…

Bu törenlere kadınlarda katılır…

Hepsi Sünni Müslümanlığa karşı, ona aykırı bir karşıt kültür içine yerleştirilebilirler…

Yunus Emre’de bu karşıt kültürün içindedir…

***

Kitabı inceledikten sonra aklımıza takılan sorular:

1-Hangi şiirinden yola çıkarsak Yunus Emre’nin “Vahdet-i Vücut” fikrini savunduğunu anlarız?

2-Yunus’un içkiyi savunduğu herhangi bir şiiri var mıdır?

3-Hz. Muhammet (SAV) Peygamberimizin, semah töreniyle Peygamberliğe geçtiğini ifade eden İslam tarihi kaynağı var mıdır?

4-Kendi düşünceleri altına imzasını atamayanların, Yunus Emre’yi istismar etmeleri yetmiyormuş gibi Sünni Müslümanlara laf atmalarına ne demeli?

***

Şiir ve hikâyeleri ile bir kısım doğruları dile getirse de kitap, bizde “SİPARİŞ KİTAP” izlenimi bırakmıştır…

25 Temmuz, 2023

ALİ ŞÜKRÜ BEY'İN TAN GAZETESİ



 KİTAP İNCELEMESİ

*** 

KİTAP ADI: ALİ ŞÜKRÜ BEY'İN TAN GAZETESİ

KİTAP YAZARI: AHMET DEMİREL

***

Bu kitap incelemesine Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını kazanmasına rağmen Osmanlı Devleti’nin yıkılışını hatırlatarak başlayalım…

Ali Şükrü Bey’inde ifade ettiği gibi “Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılan muazzam zaferler, masa başında heba edildi…”

***

Osmanlı Meclis-i Mebusan’da 6. dönem milletvekilliği yapan Ali Şükrü Bey, TBMM’de 1. dönem Trabzon milletvekili olarak yer aldı…

TBMM’nde muhalif grup olarak adlandırılan “2. GRUP” un görüşlerini kamuoyuna duyurmak için, zaten İstanbul’da mevcut olan Tan Gazetesini Ankara’ya taşıdı ve 19 Ocak 1923’te yayın hayatına başladı...

Haftada altı gün yayımlanan gazete, başyazarının birkaç ay sonra hâlâ tam olarak aydınlatılamayan bir cinayete kurban gitmesi nedeniyle topu topu 68 sayı yayımlanabildi… 

68 sayı çıkabilen gazetenin hemen hemen tüm başyazılarını Ali Şükrü Bey yazdı…

Lozan görüşmelerinden sonra yapılan meclis oturumlarında ve Tan Gazetesinin başyazılarında; İsmet Paşa'nın hariciyeci olmadığı için Lozan'da acemice işler yaptığını (Lozan konferansına Osmanlı kalpağı ile giden heyet, melon şapkasıyla geri döndüler) ve TBMM'nin kendisine verdiği yetki sınırlarının dışına çıkarak müzakereleri sürdürdüğünü savundu… 

Lozan'da devam eden müzakerelerin durumu hakkında TBMM'ye açıklanan resmi bilgiler ile dış kaynaklı haberler arasında çelişkileri dile getirdi…


“Mehmetçiğin süngüsüyle kazanılan muazzam zafer, Lozan’da heba edildi… 

Misak-ı Milli’den taviz veriliyor…” ifadelerini dile getirdi…

İngiliz Times Gazetesi; İttihat ve Terakki aleyhtarı görüşlere sahip olmasına rağmen Ali Şükrü Bey ve 2.Grup hakkında, “Ankara'da hükümet aleyhine muhalefetin mevcudiyeti şununla sabittir ki Ankara Meclisinde ikinci Grup namıyla maruf 80 kişilik fırka naşir-i efkârı olarak Tan namıyla bir gazete tesis etmişlerdir… 

Bu fırka azasından birçoğu sabıkan İttihat ve Terakki'ye mensup idi…” ifadelerini kullanmıştır…

Times Gazetesine cevaben Ali Şükrü Bey, Tan Gazetesi Sayı 9, 29 Ocak 1923 tarihli başyazısında “Tan memlekette konunun hâkimiyeti, hukuk-ı ferdiyenin tamami-i masuniyeti ve fikri hürriyet ve millinin inkişafı için çalışmaktan başka bir gaye takip etmez ve etmeyecektir…

Bir takım siyasi maksatlarla memleketimizde ve idaremizde zaaf mevcut olduğunu ihsas etmek isteyenlerin hiçbir esasa istinad etmeyen bu kabil isnadatını red ve takbih ederiz…” şeklinde cevap vermiştir…


İşte Vatan ve Millet için verdiği bu mücadelelerin ardından, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını kazanmasına rağmen Osmanlı Devleti nasıl yok olduysa Ali Şükrü Bey’de 27 Mart 1923’de ortadan kayboldu…

***

Hâlâ tam olarak aydınlatılamayan bir cinayete kurban giden Ali Şükrü Bey’in kalemini kimler kırdı dersiniz!?


19 Temmuz, 2023

BİRLİK DAVAMIZ


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: BİRLİK DAVAMIZ

KİTAP YAZARI: AYKUT EDİBALİ

***

İki kitaptan oluşan eserin 1. kısmında, İslam’dan önce Türklerin başarı ve başarısızlıkları ile İslam’la müşerref olduktan sonra ki başarı ve başarısızlıkları ele alınmaktadır…

Türklerin tarih boyu düşmanlarına karşı başarılarının temelinde birlik, başarısızlıklarının temelinde ise dağınıklık olduğu ifade edilmektedir...

Tarihi belgelerle olayların iç yüzleri okuyucunun dikkatine sunulmuştur…

Kısaca yazar, “Tarih tekerrürden ibarettir” cümlesinden yola çıkarak, yaşanabilecekleri aydınlatma amacı gütmüştür…

***

İkinci kitabı oluşturan fikirler ise, 1973-1975 tarihleri arasında haftalık çıkan Yeniden Milli Mücadele dergisinin başyazılarından oluşmaktadır…

Bu makalelerde Edibali, milli fikre mensup aydınların oluşturduğu partilerin birlik davasıyla kuracakları milliyetçi cephe fikrini savunmaktadır…

Ve Aykut Edibali, “ Türkiye milliyetçileri bugünden el ele vermeli, gayrı milli partilere karşı, milli iktidar için Milliyetçi Güçlerin Birliğini kurmalıdırlar...

Başka bir yol yoktur…

Aklın ortaya koyduğu ve zaruret haline gelmiş olan vazife budur…

Biz bu hedef için çalışacağımızı ve bütün güçlüklere katlanarak milliyetçi partilerin millî ittifakı içinde, en ağırından en basit hizmete kadar hepsini şevkle, sevinçle yapmağa ve hizmette bulunmağa hazır bulunduğumuzu Türk efkârı umumiyesine ilân ediyoruz…

Bütün samimiyetimizle belirtelim ki, bu hizmet karşılığında hiçbir menfaat beklemiyoruz…” demektedir…

İkinci kitaptaki makaleler kaleme alındığı yıllarda Edibali'nin liderliğini yaptığı partiler kurulmamıştı!

***

Allah rahmet etsin…

13 Temmuz, 2023

TÜRK SANATI


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: TÜRK SANATI

KİTAP YAZARI: REMZİ OĞUZ ARIK

***

Ramzi Oğuz Arık 1899 yılında Adana’da doğdu…

Aslen arkeolog olan yazar; sanat tarihi, dinler tarihi, İslam sanatı tarihi ve tarih öğretmenliği yapmıştır…

1950 yılında Demokrat Partiden milletvekili seçilerek siyasete atılmıştır…

1952 yılında Köylü Partisini kurmuştur…

03 Nisan 1954 tarihinde sebebi meçhul uçak kazasında öldü…

***

Kitabın adı her ne kadar “Türk Sanatı” olsa da, kitap; arkeoloji, tarih, sanat tarihi, dinler tarihi ve İslam sanatları tarihi konularını kapsamaktadır…

Kitapta Türk sanatı üzerinde duran yazar, Selçuklu ve Osmanlı sanatını irdeler ve Türk sanatının gelişmesi ile çökmesi üzerinde durur…

Anadolu’daki tarihi sanatsal güzelliklere arkeolog gözüyle bakar…

Ve bu sanatsal güzellikleri oluşturan sanatçıların yalnızlığını ifade eder…

“Ankara anıtı” konusunda kaleme aldığı yazı, tarihi bir belge niteliğindedir…

10 Temmuz, 2023

TARİHİN TAHRİFİ/ İBN SEBE MESELESİ


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: TARİHİN TAHRİFİ/ İBN SEBE MESELESİ

KİTAP YAZARI: DR. SIDDIK KORKMAZ

***

Öncelikle kitabın bir akademik çalışma olduğunu belirtelim…

Kitabı okurken  “ bu olayların içinde demi Yahudi var?” sorusu aklınıza gelebilir… 

Evet var!

Dünyada insanla ilgili hangi sosyal, hangi felsefi, hangi ekonomik olay içinde yok ki?

Hz. Muhammet (SAV) peygamberimizin ölümünden sonra tüm fitne olaylarının içinde onlar vardır!

Özellikle Hz. Osman’ın öldürülmesi ve Sıffin savaşının baş fitnecileri onlardır…

Ve bu fitnecilerin başı da Yemen Yahudi si Abdullah İbn Sebe’dir…

Günümüze kadar gelen Batini (İslam’la ilgisi olmayan uydurmalar)inanışların başını da Sebeilik mezhebi çeker…

Kurucusu da Abdullah İbn Sebe’dir…

Günümüzde Şia gibi Bâtıni Mezhepler, İbn Sebe’nin varlığını inkâr etmektedirler…

İşte bu kitap, kaynaklarda geçen bilgileri çapraz sorgulayarak gerçeği ortaya çıkartmaya çalışmaktadır…