25 Şubat, 2024

İĞNELİ FIÇI


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: İĞNELİ FIÇI

KİTAP YAZARI: CEVAT RIFAT ATİLHAN

***

Kitabın yazarı Cevat Rıfat Atilhan, Filistin-Suriye Cephesi 4. Ordu komutanı Mersinli Cemal Paşa’nın yaverliği yanında düşman hakkında bilgi almak için istihbaratçılık yapmaktaydı…

1917-18 Gazze Muharebeleri ve Filistin ve Suriye’nin kaybıyla sonuçlanan hezimet sırasında Yahudilerin ihanet ve kalleşliklerini bizzat gördüğü için onların insanlık tarihine bıraktığı mezalimlikleri kaleme almıştır…

Bu kitapta o incelemelerden bir tanesidir…

***

Günümüzde Gazze’de yaşanan katliamlar,

Karayipler'de Epstein Adası’nda pedofili ve fuhuş ağı oluşturmaktan tutuklanan ve 2019 yılında hapishanede intihar eden Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein’ın sır ölümü ve adada olup bitenler,

Amerika’da sinagog altında gizli tünellerin bulunması ve bu gizli tünellerden kanlı yatak ve çocuk arabalarının çıkması gündeme Yahudilerin kan içme ibadetini getirdi…

***

Cinayet ayinleri ile ilgili Purim Bayramı ve Musevi Paskalyası Bayramı seçilir…

Purim Bayramı cinayet ayininin de kurban gayri Yahudi’dir ve kanı için öldürülür…

Bu zavallı kurbanın kanı akıtıldıktan sonra kurutulur ve toz haline getirilerek, üçgen şekillindeki kurabiyelere katılır...

Bazen bu ayinlerden arta kalan kurutulmuş kan, bundan sonra gelecek bayramda kullanılmak üzere saklanır…

Purim müteakip olan Bayramda yapılan kanlı ayin, birincisinden daha farklıdır…

Bu sefer kurban edilecek gayri - Yahudi, yedi yaşından küçük bir çocuktur…

Bunun için en mükemmel ve sıhhatli bir çocuk seçilir ve damarlarında tek damla kan kalmayıncaya kadar kanı akıtılır…

Yalnız bununla kalmayıp zavallı çocuk tıpkı Hazreti İsa gibi bir çarmıha gerilerek İşkenceye tâbi tutulur, vücudunda yaralar açılır, başına dikenlerden bir çelenk konur, sünnet edilir, çocuğun kanı ya kurutulur, ya da pasta edilmek üzere hamura katılır…

***

Muharref ( bozulmuş) Tevrat’a göre konuyla ilgili ayetler:

“Onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla…”

“Et yiyin ve kan için yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanını içeceksiniz, sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz...”

“Şimdi git, onların her şeyini yok et ve onları esirgeme; erkekten, kadına, çocuktan emzikte olana kadar hepsini öldür…”

***

İğneli Fıçı: Yahudilerin, kaçırdıkları Yahudi olmayan çocukların kanlarını almak için kullandıkları yöntemlerdendir…

Fıçının içi iğnelerle doludur…

Çocuğu fıçının içine canlı canlı kapatan hahamlar, ardından fıçıyı dakikalarca yuvarlarlar…

Daha sonra fıçının dibinde bulunan musluk açılır ve toplanan kan ayinlerde kullanılmak ya da Mayasız Bayramında yeniden mayasız ekmeklere karıştırmak için alınır…

***

Bu mezalimi insanlıktan saklamak için Yahudiler bu bayramlara “özgürlük bayramı” derler…

Ve de Şarap, kuzu kanı, mayasız ekmekle kutlanır…

Bazı tarihçilerin bildirdiklerine göre Pessah (mayasız) bayramları, Avrupa’da her yıl küçük çocukların kaybolduğu dehşet dönemleri olmuştur…

Bu cinayetlerin birçoğu aydınlanmıştır…

Suçu işleyenler suçlarını itiraf etmişler ve idam edilmişlerdir…

***

İşte Yahudiler tarih boyu bulundukları ülkelerden sürülmelerinin sebebi bu sapık adetleridir…

Özellikle İspanya’da kan içme olayları defalarca gündeme gelmiş, bu olaylar halk arasında büyük huzursuzluk meydana getirmiştir…

Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı tamamen kanı çekilmiş bir durumda bulunmuştur…

***

Yahudiler, Osmanlı İmparatorluğuna geldikten sonra da bu sapık adetlerine devam ettiler…

Osmanlı zabıtlarında bu konuda gelişmiş pek çok olay vardır…

Bunların en önemlisi 1715’te Amasya’da, 1840’ta Şam’da ve Rodos’ta, 1633-1843 ve 1866’da İstanbul’da,1863-1868 ve 1870’te İzmir’de kayda geçen olaylardır…

Bu olaylardan pek çok Yahudi suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir…

***

Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i Şeriflerde İsrail Oğullarının / Yahudilerin zulümlerinin sona ereceğine dair müjdeler yer alıyor…

İŞTE O İKİ AYET:

"Biz kitapta İsrail oğullarına şu hükmü de bildirdik: Siz ülkede iki defa fesat çıkaracak ve açık zorbalıklar yapacaksınız...

Onlardan birincisinin vadesi geldiğinde, kuvvet ve şiddet sahibi olan kullarımızı sizin üzerinize musallat ederiz...

Onlar sizi yakalayabilmek için evlerin aralarına bile girerek her tarafı didik didik edip araştırırlar...

Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdür..." (İsra Suresi, 17/4-5).

"Bunun ardından sizleri onlara galip getireceğiz, mallar ve çocuklarla size yardım edecek ve savaşçılarınızın sayısını arttıracağız…

 İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz...

Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz…

Derken, sonraki taşkınlığınızın vakti geldiğinde, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler diye başınıza düşmanlarınızı musallat edeceğiz…"(İsra Suresi, 17/6-7).

HADİS-İ ŞERİF

Âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed (a.s.m) buyuruyor:

"Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak...

Harp olacak ve Müslümanlar onları kırıp mahvedecekler…

Öyle ki, Yahudilerden bir kimse bir ağaç veya bir taşın arkasına saklanacak olsa, o ağaç ve taş dile gelerek "Ey Müslüman, ey Allah'ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür," diyecek…

Sadece Ğarkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır. (Müslim, Fiten, 82).

 

21 Şubat, 2024

ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI-1


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI:ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI-1

KİTAP YAZARI: MUSTAFA ARMAĞAN

***

Ulu Hakan’ın dans ettiği kurtları ikiye ayırabiliriz!

1-Dışarıdaki kurtlar,

2-İçerideki kurtlar…

Dışarıdaki kurtlarla ölümüne dans edersin; ama kurt dansını öğrenen içerdeki köpeklerle kurt dansı yapmak kolay değildir!

Çünkü öyle renk değiştirirler ki bukalemuna taş çıkartırlar…

Bunların içinde, Müslüman mı ararsın, Komünist mi ararsın, Milliyetçi mi ararsın, Türk mü ararsın hepsi var…

Hemen hemen hepside İttihat Terakki Cemiyeti içinde yuvalanmışlardı…

Hele Müslüman birisi, “Herifin sofrada şampanyası hâlâ: Ayran, Bari yirminci asırdan sıkıl artık hayvan!” diyecek kadar ona karşı içi nefret doluydu…

***

Ulu Hakan için Rahmetli üstat Necip Fazıl Kısakürek, “Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır…” ifadesini kullanmıştır…

O İslam’a âşık bir sultandı…

Bu kitabın büyük bir bölümünde onun; Sanata, Modern Eğitime, Teknolojiye, Ulaşıma, Sağlığa, Kültüre verdiği önem üzerinde durulmaktadır…

***

Ona “Kızıl Sultan, Hayvan” diyenler, hareket ordusu için “müsaade edin onları yerle bir edelim diyen” paşalara verdiği “Ben kimseye kardeşkanı döktürttü dedirtmem” cevabına baksınlar!

Sultan, Zaman zaman ziyaret ettiği kör mümtaz amcayı bir gün Ahmed Celâleddin Paşa ile ziyarete giderler…

Aralarında geçen diyalog Ulu Hakan’ı anlamaya yeter bence!

Abdülhamid : Selâmun Aleyküm Mümtaz Amca!

Mümtaz amca: Aleyküm Selâm Abdülhamid Evlâdım!

Abdülhamid: Bugün bir dostumuzu da getirdik!

Mümtaz amca: Ne güzel! Ne güzel yaptın; birdi, iki oldu bu kör ihtiyarın ziyaretçisi…

Buyurun!

Ahmet Celâleddin Paşa: Eviniz, nasıl bu kadar düzenli Mümtaz amca?

Mümtaz Amca: Arkadaşın sayesinde!

Abdülhamid Evlâdım, her hafta birini gönderir…

20 yıldır hiçbir İşimi aksatmaz…

Varolsun, Allah razı olsun…

Abdülhamid: Allah senden de razı olsun Mümtaz amca!

Kimseden Yardım Kabul Etmezsin Biliriz…

Lâkin Bizim Yardımımızı da Geri Çevirmezsin…

Mümtaz amca: Beni Gözlerim âmâ evlâdım!

Bilemem ki; Kim parasını nasıl kazanır!

Helâl midir, Haram mıdır?

Ama sende başka bir hâl var!

Senin verdiğin ekmek, helâl kokuyor…

Gözlerim görmüyor; ama kalbim görüyor Elhamdülillâh…

Ahmed Celâleddin Paşa: Bir şeyi merak ederim Mümtaz Amca; neden hâlini, Saray’a bildirmedin?

Sultan Abdülhamid, Sana yardım ederdi…

Mümtaz Amca: Sen ne dersin evlâdım!

Abdülhamid Hân Kendi işine baksın, benim Abdülhamid’im bana yeter…

Ahmed Celâleddin Paşa: Neden öyle dersin Mümtaz amca?

Mümtaz Amca: Vallahi O’nun aklında bir dakika yer tutsam, bunun hesabını Mahşer’de veremem…

Abdülhamid Hân, bu Dünya’nın hamalıdır…

 O’nun sırtına aldığı yükü, hangi İnsan taşıyabilir?

Bütün mazlumların, mağdurların, müminlerin yükü sırtında!

Bir de benim gibi âmâ’yı mı düşünsün!

O; Devleti, Milleti, Dini, Bayrağı düşünsün…

Yılmasın, yıkılmasın, yolundan dönmesin, bırakıp gitmesin, sancağı düşürmesin, fitne’ye teslim olmasın…

Düşman’ın fitnesine, Şeytan’ın hilesine kanıp; Kalbini dostuna, Devletine, Milletine karşı kirletmesin...

Eğer vazgeçer de “Yenildim!” derse; bu kör, bu âmâ hesabını ondan mahşer’de sorar…

Bu hikâye Ulu Hakan tarafından yaşanmıştır…

Allah yattıkları yeri cennet eylesin…

ÂMİN…