KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI:ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI-1
KİTAP YAZARI: MUSTAFA ARMAĞAN
***
Ulu Hakan’ın dans ettiği kurtları ikiye ayırabiliriz!
1-Dışarıdaki kurtlar,
2-İçerideki kurtlar…
Dışarıdaki kurtlarla ölümüne dans edersin; ama kurt dansını öğrenen içerdeki köpeklerle kurt dansı yapmak kolay değildir!
Çünkü öyle renk değiştirirler ki bukalemuna taş çıkartırlar…
Bunların içinde, Müslüman mı ararsın, Komünist mi ararsın, Milliyetçi mi ararsın, Türk mü ararsın hepsi var…
Hemen hemen hepside İttihat Terakki Cemiyeti içinde yuvalanmışlardı…
Hele Müslüman birisi, “Herifin sofrada şampanyası hâlâ: Ayran, Bari yirminci asırdan sıkıl artık hayvan!” diyecek kadar ona karşı içi nefret doluydu…
***
Ulu Hakan için Rahmetli üstat Necip Fazıl Kısakürek, “Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır…” ifadesini kullanmıştır…
O İslam’a âşık bir sultandı…
Bu kitabın büyük bir bölümünde onun; Sanata, Modern Eğitime, Teknolojiye, Ulaşıma, Sağlığa, Kültüre verdiği önem üzerinde durulmaktadır…
***
Ona “Kızıl Sultan, Hayvan” diyenler, hareket ordusu için “müsaade edin onları yerle bir edelim diyen” paşalara verdiği “Ben kimseye kardeşkanı döktürttü dedirtmem” cevabına baksınlar!
Sultan, Zaman zaman ziyaret ettiği kör mümtaz amcayı bir gün Ahmed Celâleddin Paşa ile ziyarete giderler…
Aralarında geçen diyalog Ulu Hakan’ı anlamaya yeter bence!
Abdülhamid : Selâmun Aleyküm Mümtaz Amca!
Mümtaz amca: Aleyküm Selâm Abdülhamid Evlâdım!
Abdülhamid: Bugün bir dostumuzu da getirdik!
Mümtaz amca: Ne güzel! Ne güzel yaptın; birdi, iki oldu bu kör ihtiyarın ziyaretçisi…
Buyurun!
Ahmet Celâleddin Paşa: Eviniz, nasıl bu kadar düzenli Mümtaz amca?
Mümtaz Amca: Arkadaşın sayesinde!
Abdülhamid Evlâdım, her hafta birini gönderir…
20 yıldır hiçbir İşimi aksatmaz…
Varolsun, Allah razı olsun…
Abdülhamid: Allah senden de razı olsun Mümtaz amca!
Kimseden Yardım Kabul Etmezsin Biliriz…
Lâkin Bizim Yardımımızı da Geri Çevirmezsin…
Mümtaz amca: Beni Gözlerim âmâ evlâdım!
Bilemem ki; Kim parasını nasıl kazanır!
Helâl midir, Haram mıdır?
Ama sende başka bir hâl var!
Senin verdiğin ekmek, helâl kokuyor…
Gözlerim görmüyor; ama kalbim görüyor Elhamdülillâh…
Ahmed Celâleddin Paşa: Bir şeyi merak ederim Mümtaz Amca; neden hâlini, Saray’a bildirmedin?
Sultan Abdülhamid, Sana yardım ederdi…
Mümtaz Amca: Sen ne dersin evlâdım!
Abdülhamid Hân Kendi işine baksın, benim Abdülhamid’im bana yeter…
Ahmed Celâleddin Paşa: Neden öyle dersin Mümtaz amca?
Mümtaz Amca: Vallahi O’nun aklında bir dakika yer tutsam, bunun hesabını Mahşer’de veremem…
Abdülhamid Hân, bu Dünya’nın hamalıdır…
O’nun sırtına aldığı yükü, hangi İnsan taşıyabilir?
Bütün mazlumların, mağdurların, müminlerin yükü sırtında!
Bir de benim gibi âmâ’yı mı düşünsün!
O; Devleti, Milleti, Dini, Bayrağı düşünsün…
Yılmasın, yıkılmasın, yolundan dönmesin, bırakıp gitmesin, sancağı düşürmesin, fitne’ye teslim olmasın…
Düşman’ın fitnesine, Şeytan’ın hilesine kanıp; Kalbini dostuna, Devletine, Milletine karşı kirletmesin...
Eğer vazgeçer de “Yenildim!” derse; bu kör, bu âmâ hesabını ondan mahşer’de sorar…
Bu hikâye Ulu Hakan tarafından yaşanmıştır…
Allah yattıkları yeri cennet eylesin…
ÂMİN…