27 Nisan, 2018

Solda ve sağda vuruşanlar



KİTAP İNCELEMESİ
Kitap adı: Solda ve sağda vuruşanlar
Yazar: Metin Toker
Yayın tarihi:1971
***
Kitabın "solda vuruşanlar" kısmı-1
***
Üsküdar’da eski kitaplar satan bir kitapevinde bu kitaba rastladım…
Günümüzde solun emperyalistlerle olan dansına şahit oluyoruz ya, “o zamanlar Türk solunun emperyallerle dansı nasıldı?” sorusuna cevap bulabilmek için kitabı satın aldım…
Her ne kadar Aclan Sayılgan’ın otağ yayınlarında çıkan “Türkiye’de sol hareketler ve yeni sol” kitaplarını okuduysam da, bir solcunun bakış açısından o zamanki solu incelemek istedim…
Aslında 1980’li yıllarda kitabı bir arkadaşımdan edinmiş ve okumuştum; ama o zamanlar bizi kitabın sağ kısmı ilgilendirdiği için “sağda vuruşanlar” kısmını ağırlıklı olarak okumuştum…
“Solda vuruşanlar” kısmını da ağırlıklı olarak okumak bu güne nasipmiş!
***
1970’lerde Türk solu veya solda vuruşanlar…

Nato ve Komünist blok (Demir Perde Ülkeleri) oluşturulduktan sonra, Türkiye Nato tarafında kalınca Türk Solunun kaderi de belli olmuş oldu!
Ağırlığı komünist bloğa geçtiği her zaman Türk solu darbe yemiştir…
Öyle ki “milli sol (milliyetçi devrimci)” kavramını ilk ortaya atan Uğur Mumcu, kontrolsüz solcu olma çalışmasını canıyla ödemiştir…
Kısaca; Nato’nun kontrolünde ve sponsorluğunda olan Türk solu, istendiği zaman geliştirilip büyütüldü, istenildiğinde ipi çekildi…
***
Türk solu ilk darbeyi, Rusya’dan Türkiye’ye komünizmi yaymak için gelen Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının Trabzon/Sürmene açıklarında “deniz kazası” süsü verilerek öldürülmeleriyle yedi…
Komünist blok lehine faaliyet gösteren solcular,öldürülme korkusu nedeniyle her zaman illegal çalışmışlardır…
Böylece Nato kontrolünde ve sponsorluğunda olan solcularla illegal çalışan solcular arasında, daima “HAİN” suçlaması ve kavgası olmuştur…
İşin ilginç yanı Nato sponsorluğunda olan sol, yalılarda ve sosyete arasında moda olmasıydı…
Nato sponsorlu sol, ihtiyaç duyulduğu her zaman illegal solu amaçlarına göre kullanmıştır…
Gerektiğinde kamplarda silahlı eğitim almalarını sağlamış, gerektiğinde beline silah koyarak banka soymasını ve zengin adam kaçırmasını sağlamıştır…
Neticede Nato sponsorlu solcular tüm bu olanlardan zarar görmemişlerdir…
Nato sponsorlu sol, gerektiğinde darbeci, Kemalist, Ulusalcı, İslamcı olmuşlardır…
Bizde buna hep hayret etmişizdir…
Kitabın sol kısmına bizimde yorumumuzu katarak anladığımız budur…
***
Daha sonrası için şunu söyleyebiliriz, “Türkiye’de solun; ‘bir ideal ve umut’ olma özelliği, 12 Eylül darbesi ve Komünist Bloğun yıkılması ile tamamen bitmiştir.”
İdeal ve umuttan yoksun Türk solu; Kürt ve Türk diye ikiye ayrılmıştır…
Marksist, Leninist ve Komünist olan Kürt solu,Nato sponsorluğunda Kürt milliyetçisi oldular…
Türk solu ise, Kemalistliği ideal kabul edip Nato sponsorluğunda birleştiler…
***
Günümüzde sponsorları aynı olan sözde Türk ve Kürt solcular, istendiğinde hemen bir araya gelebiliyorlar…
***
SOL, pardon SON (!)