30 Ekim, 2020

KÖRLÜK


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: KÖRLÜK

KİTAP YAZARI: JOSE SARAMAGO

***

Nobel Edebiyat ödüllü Portekiz’li yazarın 1995 yılında yazdığı bu roman, şuan yaşadığımız pandemi (covid 19) sürecini anlatır türdendir…

***

Arabasında kırmızı ışığın yeşile dönmesini bekleyen adam o anda kör olur…

Sıkışan trafiği rahatlatmak için çevredeki insanlar yardıma koşar…

Daha sonra arabasını çalan hırsız onu evine bırakır…

Göz doktorundan randevu alan karısı onu doktorun muayenehanesine götürür…

Doktorun karısı hariç, bu kör adamla kim karşılaşmışsa hepsi kör olurlar…

Bu körlük bulaşıcıdır…

Ve Sağlık Bakanlığı, tüm bulaşıcı kör olanların karantinaya alınmasına karar verir…

Doktorun karısı, kocasını yalnız bırakmamak için “bende körüm” yalanını söylediği için o’da karantinaya alınır…

Zamanla üç koğuş körlerle dolar…

Gözü gören doktorun karısı, gözünün gördüğünü kimseye hissettirtmemeye çalışmakla birlikte koğuşlarının hijyenine dikkat eder…

Bu yüzden kendi koğuşları diğer koğuşlardan daha temizdir…

Hastane çevresini saran askerler, dışarı çıkmak isteyenleri öldürme emri almıştır…

Üç koğuşun gıda ihtiyacını gidermek içinde kolilerle hastane içine yiyecek bırakılır…

Bir şekilde içeri silah sokan bir şahıs, insanların düştüğü bu zor şartları fırsata çevirmeye çalışır…

Ve yiyecek kolilerini diğer koğuşlara para ve mücevherle satar…

Verecek bir şeyleri kalmayınca da onlardan karılarını isterler…

Doktorun karısı ikinci gidişinde yanına makas almıştır…

Eli silahlı adamın arkasına dolanarak boynuna makası saplar…

Derken zor şartlar, zor şartları kovalar…

Daha sonra dışardan askerlerin sesinin kesildiğini fark ederler…

Ve hastanenin dışına çıkarlar…

Sokaktaki insanların tümü kördür…

Sokaklar alabildiğince ölü insan ve hayvan leşleriyle doludur…

Herkes yemek aramaktadır…

Köpekler ölü leşlerini yemektedir…

Bu şartlar içinde doktor ve karısı yemek aramaya çıkarlar…

Buldukları elbise ve yemeklerle arkadaşlarının yanına dönerler…

Ardından arkadaşlarıyla birlikte kendi evlerine gitmeye karar verirler…

Doktor ve karısının evi boştur…

Yıkanıp temizlendikten sonra karınlarını doyururlar…

Bir süre sonra kırmızı ışıkta kör olan adam karısına, “görüyorum, seni görüyorum” diye bağırır…

Ve hepsi birlikte nara atarak sevinirler…

Çünkü bu durum, belli bir süre sonra kendilerinin de gözünün açılacağı anlamına gelmektedir…

***

Kitaptaki, “Tuvaleti bulmakta güçlük çeken körün biri ‘nasıl olsa kimse kimseyi görmüyor’ deyip hastane bahçesinin bir köşesine s*çar…

Kokuyu takıp eden diğerleri ‘burası tuvalet’ diye düşünerek onlarda bahçeye s*çarlar…

Ve zamanla bahçe b*k çukuru haline dönüşür“ bu bölüm toplum bilinci açısından okuyucunun son derece dikkatini çekmektedir…