23 Nisan, 2021

ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI


KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI

KİTAP YAZARI: DR. NECİP HABLEMİTOĞLU

***

Yazarın genç yaşta (48) faili meçhul bir cinayete (18 Aralık 2002) kurban gitmesinin nedenini bu kitabı okuyunca anlıyorsunuz…

İster Ulusalcı, ister Milliyetçi, ister Komünist ol; eğer vatanperverlik adına dış güçlerin menfaatine zarar verirsen seni hedef tahtasına koyarlar…

Maalesef Ulusalcı yazarımızın sonu da böyle olmuştur…

***

Kitap, Zeus sunağı ve Bergama dosyasını içermektedir…

Zeus sunağı:

Bergama’da kazı yapan Alman arkeologların çaldığı ve Pergamon Müzesi ve Zeus Tapınağı adıyla 1910-1930 yılları arasında Berlin’de müze adası şeklinde açılan yerde bulunmaktadır…

Bergamon müzesinden elde edilen gelir, bu günkü hesaba göre yılda 300-400 milyon Euro çıvarındadır…

Türkiye tarafından iadesi talep edilen müzenin tamamı için Alman hükümeti, “Almanların ilk atalarının doğduğu yer, Anadolu’dur…” safsatasını öne sürerek hırsızlıklarını gizlemeye çalışmışlardır…

Bergama dosyası:

Bergama, altın yatakları bakımından çok zengin İzmir’in şirin bir ilçesidir…

Kitapta sözü geçen olaylar, 1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanlığı yapan CHP’li Sefa Taşkın döneminde geçmiştir…

Bergama dosyası, Almanya’nın Türkiye’de neler yapmaya muktedir olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri içeren bir çalışmadır…

Bu dosyada akla gelen ve irdelenen ilk soru,

Almanya tüm gücüyle Bergama’daki altın üretimini neden durdurmaya çalışmaktadır?

Yazar izah ediyor,

Alman Milletvekili Reimer Hamman bir konuşmasında, “Bu gün Almanya’da doksan bin ton( 90.000) altın bulunuyor…

Dünya piyasasında altın tükense, Almanya’nın altını yeter…” demiştir…

Vekilin belirttiği duruma göre Almanya, bu kadar altın stokuna sahip dünyada üçüncü gelişmiş ülkedir…

Hem de altın üretmemesine rağmen…

Peki,

I.Dünya Savaşı sonrası harp tamiratı borcu kapsamında Alman altın stokları itilaf devletleri tarafından paylaşılmasına rağmen, nasıl oluyor da Almanya’nın 90.000 ton altını oluyor?

Yazar izah ediyor,

Almanya bu stok altınları, Hitler döneminde sistematik bir şekilde öldürdükleri milyonlarca Yahudi kurbanlardan çalmışlardır…

Hamman’ın ifadesine göre, Yahudilerden çalınan bu 90.000 ton stok altının değerini korumak için, dünya’da altın üretiminin durdurulması gerekir…

Gücünün yetmediği ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika gibi büyük altın üreticisi ülkelere ya da küçük ölçekli altın üreticisi İtalya, Fransa, İspanya, Yunanistan, İsveç, Finlandiya gibi Avrupa ülkelerini engellemesi asla söz konusu değildir…

Almanya, diş geçirebileceği Türkiye, Peru, Gana ve Hindistan gibi ülkelere gözünü çevirmiştir…

Almanya, bu dört ülkede iki önemli avantaja sahiptir…

1-Bu ülkelerin yönetiminde, medyasında, bürokrasisinde, sivil toplum örgütlerinde harekete geçirebileceği yeterli sayıda “etki ajanı”na sahiptir…

2-Bu dört ülkedeki etnik, dinsel ve mezhepsel farklılıklar çok iyi bilinmektedir…

Bu dört ülke içinde altın üretimine karşı en yoğun, en uzun süreli, en gürültülü, en organize, en anarşist, en dıştan yönetilen olaylarla karşı karşıya kalan ülke Türkiye'dir! 

Ve bu olayların simgesi Bergama'dır!

Bergama olaylarının amacı, Almanya’nın stoklarında bulunan 90.000 ton altının değer kaybetmemesi için Türkiye’de çıkartılan altın üretiminin durdurulmasıdır…

Su ile çıkartılsa da, siyanürle üretilse de durdurulmasıdır…

Alman Devleti bunu kendi ülkesinde kurduğu vakıflar ve Türkiye’deki etki ajanları işbirliği ile yapmaktadır…

Merkezi Haidelberg/Almanya’da bulunan FIAN(adresi belli olmayan sözde çevreci örgüt) etki ajanlarını maddi ve manevi organize ederler…

Medyadaki, bürokrasideki, sivil toplum örgütlerindeki etki ajanlarını harekete geçirirler…

Onlarda alevi üç köyü organize ederler…

Böylece Bergama’da provokasyon ve olaylar başlar…

Altın çıkartılmamasına en büyük desteği CHP’li Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın verir…

Bu hizmetine karşılık, Belediye Meclis üyelerinin de bulunduğu 150 kişilik grupla Almanya’ya davet edilmiş ve gitmişlerdir…

Bergama’da sivil toplum örgütleri gibi etki ajanlarına ödenen para, o zamanki başbakan Kohl’e göre kara paradan karşılanmıştır…

***

Ayrıca yazar,

"Bergama, Havran, Sivrihisar, Eşme, Artvin gibi yüksek altın rezervine sahip yerleşim yerlerinde Türk Devleti uyanık olmalı ve uzman kişiler görevlendirmelidir...

Alman Devletinin PKK, TİKKO, DHKP-C gibi terör örgütlerine verdiği destek unutulmamalıdır" gibi çözüm önerileri sunmaktadır…

***

Kitabın son 140 sayfası, mektuplara, gazete haberlerine, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına ayrılmıştır…