KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: ALMAN VAKIFLARI VE
BERGAMA DOSYASI
KİTAP YAZARI: DR. NECİP
HABLEMİTOĞLU
***
Yazarın genç yaşta (48) faili
meçhul bir cinayete (18 Aralık 2002) kurban gitmesinin nedenini bu kitabı
okuyunca anlıyorsunuz…
İster Ulusalcı, ister
Milliyetçi, ister Komünist ol; eğer vatanperverlik adına dış güçlerin
menfaatine zarar verirsen seni hedef tahtasına koyarlar…
Maalesef Ulusalcı yazarımızın
sonu da böyle olmuştur…
***
Kitap, Zeus sunağı ve Bergama
dosyasını içermektedir…
Zeus sunağı:
Bergama’da kazı yapan Alman
arkeologların çaldığı ve Pergamon Müzesi ve Zeus Tapınağı adıyla 1910-1930
yılları arasında Berlin’de müze adası şeklinde açılan yerde bulunmaktadır…
Bergamon müzesinden elde
edilen gelir, bu günkü hesaba göre yılda 300-400 milyon Euro çıvarındadır…
Türkiye tarafından iadesi
talep edilen müzenin tamamı için Alman hükümeti, “Almanların ilk atalarının
doğduğu yer, Anadolu’dur…” safsatasını öne sürerek hırsızlıklarını gizlemeye
çalışmışlardır…
Bergama dosyası:
Bergama, altın yatakları
bakımından çok zengin İzmir’in şirin bir ilçesidir…
Kitapta sözü geçen olaylar,
1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanlığı yapan CHP’li Sefa Taşkın
döneminde geçmiştir…
Bergama dosyası, Almanya’nın
Türkiye’de neler yapmaya muktedir olduğunu gösteren bilgi ve belgeleri içeren
bir çalışmadır…
Bu dosyada akla gelen ve
irdelenen ilk soru,
Almanya tüm gücüyle
Bergama’daki altın üretimini neden durdurmaya çalışmaktadır?
Yazar izah ediyor,
Alman Milletvekili Reimer
Hamman bir konuşmasında, “Bu gün Almanya’da doksan bin ton( 90.000) altın
bulunuyor…
Dünya piyasasında altın
tükense, Almanya’nın altını yeter…” demiştir…
Vekilin belirttiği duruma göre Almanya, bu kadar altın stokuna sahip dünyada üçüncü gelişmiş ülkedir…
Hem de altın üretmemesine
rağmen…
Peki,
I.Dünya Savaşı sonrası harp
tamiratı borcu kapsamında Alman altın stokları itilaf devletleri tarafından
paylaşılmasına rağmen, nasıl oluyor da Almanya’nın 90.000 ton altını oluyor?
Yazar izah ediyor,
Almanya bu stok altınları,
Hitler döneminde sistematik bir şekilde öldürdükleri milyonlarca Yahudi
kurbanlardan çalmışlardır…
Hamman’ın ifadesine göre,
Yahudilerden çalınan bu 90.000 ton stok altının değerini korumak için, dünya’da
altın üretiminin durdurulması gerekir…
Gücünün yetmediği ABD, Kanada,
Avustralya, Güney Afrika gibi büyük altın üreticisi ülkelere ya da küçük
ölçekli altın üreticisi İtalya, Fransa, İspanya, Yunanistan, İsveç, Finlandiya
gibi Avrupa ülkelerini engellemesi asla söz konusu değildir…
Almanya, diş geçirebileceği
Türkiye, Peru, Gana ve Hindistan gibi ülkelere gözünü çevirmiştir…
Almanya, bu dört ülkede iki
önemli avantaja sahiptir…
1-Bu ülkelerin yönetiminde,
medyasında, bürokrasisinde, sivil toplum örgütlerinde harekete geçirebileceği
yeterli sayıda “etki ajanı”na sahiptir…
2-Bu dört ülkedeki etnik,
dinsel ve mezhepsel farklılıklar çok iyi bilinmektedir…
Bu dört ülke içinde altın
üretimine karşı en yoğun, en uzun süreli, en gürültülü, en organize, en
anarşist, en dıştan yönetilen olaylarla karşı karşıya kalan ülke Türkiye'dir!
Ve bu olayların simgesi
Bergama'dır!
Bergama olaylarının amacı,
Almanya’nın stoklarında bulunan 90.000 ton altının değer kaybetmemesi için
Türkiye’de çıkartılan altın üretiminin durdurulmasıdır…
Su ile çıkartılsa da,
siyanürle üretilse de durdurulmasıdır…
Alman Devleti bunu kendi
ülkesinde kurduğu vakıflar ve Türkiye’deki etki ajanları işbirliği ile
yapmaktadır…
Merkezi Haidelberg/Almanya’da
bulunan FIAN(adresi belli olmayan sözde çevreci örgüt) etki ajanlarını maddi ve
manevi organize ederler…
Medyadaki, bürokrasideki, sivil
toplum örgütlerindeki etki ajanlarını harekete geçirirler…
Onlarda alevi üç köyü organize
ederler…
Böylece Bergama’da provokasyon
ve olaylar başlar…
Altın çıkartılmamasına en
büyük desteği CHP’li Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın verir…
Bu hizmetine karşılık,
Belediye Meclis üyelerinin de bulunduğu 150 kişilik grupla Almanya’ya davet
edilmiş ve gitmişlerdir…
Bergama’da sivil toplum
örgütleri gibi etki ajanlarına ödenen para, o zamanki başbakan Kohl’e göre kara
paradan karşılanmıştır…
***
Ayrıca yazar,
"Bergama, Havran, Sivrihisar, Eşme, Artvin gibi yüksek altın rezervine sahip yerleşim yerlerinde Türk Devleti uyanık olmalı ve uzman kişiler görevlendirmelidir...
Alman Devletinin PKK, TİKKO, DHKP-C gibi terör örgütlerine verdiği destek unutulmamalıdır" gibi çözüm önerileri sunmaktadır…
***
Kitabın son 140 sayfası, mektuplara, gazete haberlerine, mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarına ayrılmıştır…