03 Mayıs, 2021

TÜRKİSTAN RUSYA İLE ÇİN ARASINDA


 

KİTAP İNCELEMESİ

***

KİTAP ADI: TÜRKİSTAN RUSYA İLE ÇİN ARASINDA

KİTAP YAZARI: DR. BAYMİRZA HAYİT

***

Prof. Dr. Baymirza Hayit 17 Aralık 1917 tarihinde Özbekistan’ın Namangan ilinde doğdu…

Taşkent Üniversitesi’nin tarih bölümünden 1937 yılında mezun oldu…

İhtisas yapmak için 1947’de Münster Üniversitesine yazıldı…

Ömrünün sonuna kadar Çarlık ve Sovyet Rusya’sının içindeki Türk halklarının siyasi, tarihi ve dini meseleleri üzerine çalışıp eserler verdi…

31 Ekim 2006 yılında öldü…

***

Kitap, 18. 19. 20. asırlarda Ruslar ve Çinlilerin İstilâları ile Türkistan Milli Devletleri ve Millî Mücadeleleri Tarihini anlatmaktadır…

Ancak yazar, 14. asırda cihanı titreten Timur ve Timurlulardan konuya başlıyor…

Timurluların gücü tükendikten sonra oluşan Türk devletleri birbirlerini çekememe yüzünden emirlik (derebeylik) seviyesine gerilediler…

18. yüzyıldan sonra bu durum Rusya ve Çin’in iştahını kabartıyordu…

Özellikle Rusya, Rusya’da yetişmeyen ve ülke ekonomisine oldukça yük getiren pamuk için Türkistan’ı istila etmeye başladı…  

İstilalar sonucu Türkistan ile Rusya arasındaki savaşlar yaklaşık 40 yıl sürdü…

Batı Türkistan’ı Rusya istila ederken, Doğu Türkistan’ı Çin istila etmekteydi…

Neticede Rusya ve Çin, Türkistan’ın topraklarını istila etmiş olsalar da, Türkistanlıların manevi hayatlarına tesir edemediler…

Rusya ve Çin, Türkistan’ı manevi bakımdan çökertmek için; dil, din, edebiyat, tarih, okullar ve musiki konularına ağırlık vermeye başladılar…

Çarlık döneminde Hıristiyanlaştırmak ve Ruslaştırmak amacı ile yapılan bu çalışmalar, Türkistanlılar üzerinde hemen hemen hiç etkisi olmadı…

1916 yılında Türkistan Milli Kurtuluş Hareketi’nin egemenlik ayaklanması, Rus çarlığı tarafından bastırıldı; ama ayaklanma Çarlığın devrilmesini hızlandırdı…

1917 yılında Çarlık yıkıldı…

Yerine komünist sisteme dayalı Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kuruldu…  

SSCB’nin kurduğu kızıl ordu 1920 tarihinde Buhara’yı istila etti…  

***

1920’nin başından beri Moskova’da bulunan Enver Paşa,1921 yılında Buhara’ya geçti ve Türkistan Kurtuluş Hareketine iltihak etti…

Aslında Enver Paşa Buhara’ya Moskova’nın salahiyetli elçisi olarak gelmişti…

Burada SSCB’yi desteklemekten vazgeçti…

Türkistan’ın kurtuluşu için mücadele etmeye karar verdi ve ayaklanmaların lideri haline geldi…

Paşa’nın bu yön değiştirmesi SSCB’yi telaşa düşürdü…

Düşmanı haline dönüşen Enver Paşa ile SSCB arasında şiddetli çatışmalar olmaya başladı…

Ve Enver Paşa,  04 Ağustos 1922’de SSCB’nin casus teşkilatının kurbanı oldu…

Kızıl ordu, 1924’ün ortalarına doğru Türkistan Kurtuluş Hareketine galip geldi…

***

Doğu Türkistan direnişçilerine karşı Sovyet Rusya Çin’in yardımına koşarken, bazen de Çin Sovyet Rusya’nın yardımına koşuyordu…

Bu durum Can Kay-Şek’ten sonra komünist Çin zamanında da devam etti…

29 Eylül 1949’da Çin komünistleri Urumçi’de iktidarı ele geçirdiler…

İki komünist ülke ortak hareket sonunda Doğu Türkistan’ın milli direniş lideri Osman Baytur’u 29 Nisan 1951’de yakaladılar ve astılar…

Bu özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde Doğu Türkistan Amerika elçiliğinden silah yardımı istediler…

 Dünya haritası cetvelle çizilirken Türkistan petrol ve maden kaynakları Rusya ve Çin’e bırakıldığından olsa gerek, Amerikalılar Türkistanlıların silah talebini duymazlıktan geldiler…

27 Mart 1950’de Çin ve Rusya, Türkistan petrol ve maden kaynaklarını sömürmeye başladılar…

Öncelikle Çin ve Rusya’dan binlerce askerden terhis göçmeni Türkistan’da iskân ettiler…

Türkistan halk boylarını (Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Moğollar, Özbekler, Tacikler, Türkmenler) birbirinden ayırdılar…

***

Türkistan’ın her iki kısmı (Batı ve Doğu Türkistan) komünizme karşı milli bağımsızlık hakkını elde edemedi; ama her ikisinde de milliyetçi ve İslami hareketleri engelleyemediler…

Binlerce insan öldürülmesine veya sürgüne gönderilmesine rağmen engelleyemediler…

Türkistan, dünya efkârı umumiyesinin dikkatini üzerine çekmeksizin facialara katlanmıştır…

İki komünist devlet, dünya efkârı umumiyesine karşı birbirini Türkistan’a karşı emperyalist davranmakla itham ettiler; ama her ikisi de emperyalistlikten vazgeçmediler…

Türkistan’ın her iki kısmı da Çin ve Rusya’nın atom merkezi oldu…

***

Anlaşıldığı üzere Türkistanlılar iki dev güç arasında imkânsız bir durumda bulunuyorlardı…

Bunda şüphesiz ki ileri gelenlerinin birlik olmamalarının da büyük sorumluluk payı vardır…

SSCB tarihçileri, Cumhuriyetler Birliği devletleri Rusya içinde “bağımsız” devletler olduklarını iddia ve ispat etmeye çalışırlar…

Ancak bu durum Türkistan için geçerli değildir…

Çünkü Türkistan’ın diğer Cumhuriyet Birlikleri gibi kendi sınırları, parlamentosu, devlet başkanı, hükümeti, bayrağı ve marşı yoktur…

Bunun amacı, enternasyonalizm bahanesiyle Türkistanlıları komünistleştirme, milliyetsizleştirme ve Ruslaştırmaktır…

Bu plan Hıristiyan misyonerlerinin planından hiç farklı değildir…

***

Komünist rejimin “milletleri karıştırma” siyasetine rağmen Türkistan halkının %70’ini oluşturan Türkistanlıların komünist siyasetine karşı direndikleri takdire şayandır…

Türkistanlılar milli hususiyetlerini her neye mal olursa olsun yaşatmaya çalıştılar…

***

Komünist rejimi Rusya’da yıkıldıktan sonra yüzde yüz bağımsız olmasa da Türkistan’da Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kazakistan milli devletleri kuruldu…