KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: İSLAMDA CİHADIN ÖNEMİ
KİTAP YAZARI: MUSTAFA KAPÇI
***
Cihat kelime olarak “ceht” den gelmektedir…
Ceht bütün gücüyle gayret etmek demektir…
Ayrıca cihat kelimesi kültürel, sosyal, ekonomik, siyasi her türlü faaliyeti ve savaşı içine alan umumi bir terimdir…
Cihat, İslam âleminin ve tüm insanlığın can ve mal güvenliğini korumak, yeryüzünden zulüm ve karanlığı kaldırarak adaleti ve hakkın hâkimiyetini tesis etmek için Müslümanlara farz kılınmıştır…
İslam harp hukukuna göre; cihat bazı şartlarda Farz-ı Ayın, bazı şartlarda Farz-ı Kifaye’dir…
Farz-ı Ayın: Genel bir seferberlik halinde devletin yapacağı davete, tüm Müslümanların katılması mecburidir…
Farz-ı Kifaye: Her Müslüman’ın savaşa katılmasını gerektirecek bir tehlike yoksa cihat Farz-ı Kifaye olur…
Normal şartlarda askere gitmenin hükmü de böyledir…
***
Genel olarak cihat; mal ile yapılan, can ile yapılan, lisan(dil) ile yapılan diye üçe ayrılır…
Cihat’ın, kuvvete başvurmadan veya kuvvete başvurarak yapılan usul ve safhaları vardır…
Günümüzde bu sınıflama;
a ) Soğuk savaş (İnanç ve Kültür savaşı)
b ) Sıcak savaş (Orduların ve Milletlerin topyekûn savaşı)
olarak yapılmaktadır…
İslam hukukunda Müslümanların sıcak savaş kararı belli şartlara bağlanmıştır…
1-Öncelikle düşmana İslam daveti yapılmalıdır…
2-Söz konusu düşmanın Müslümanlarla aralarında “barış akdi” bulunmamalıdır…
3-Müslümanların savaş için yeterli kuvvet ve kudrete sahip olmaları şarttır…
Anlaşılacağı üzere savaştan önce sulh şartları ve imkânları araştırılmalıdır…
Ayrıca savaşa hazır olmak sulhu kolaylaştırdığı açık bir gerçektir…
Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman “Hazır ol cenge, istiyorsan sulhu salah” demiştir…
Savaşa hazır bir ordunun kuvveti için Peygamberimiz, “Dikkat edin! Kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır, kuvvet atmaktır” demiştir…
Günümüzdeki “İHA ve SIHA” ları buna örnek verebiliriz…
İslam Hukukuna göre; kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sakat lar, din görevlileri (kilise, manastır ve havrada çalışanlar)
Eğer bu kişiler savaşa katılmadıkları taktirde, savaş anında veya savaş sonunda bunlara zarar verilmez…
***
Peygamberimiz bir savaştan dönerken “Biz küçük bir cihattan büyük bir cihada döndük” diyerek nefisle cihadın önemini ifade etmiştir…
***
Özellikle bazı kişiler, cihadın Daru-l Harp ve Daru-l İslam konularını istismar etmektedirler…
Yazar bu konuda “bazı Müslümanlar nefislerine hoş gelen kötülüklere meşruiyet kazandırmak için ‘burası Daru-l Harp’tır’ demeleri İslam’ı kötü göstermekten başka işe yaramaz…
İslam’ın emrettiği tüm iyi ahlak ve fazilet esasları Daru-l Harp’te de geçerlidir” demektedir…
***
Terörizmin hiçbir şekilde cihat ile ilgisi yoktur…
Terörizm, günümüz deyimiyle İslamofobi’ye hizmet etmektedir…
Amacı "İslam korkusu" oluşturmaktır.
İslam dinine ya da Müslümanlara karşı duyulan nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve kin beslenmesini körüklemektir…
İslam dini kafalara ve gönüllere hitap eder…
Dolaysıyla kaba kuvvete ihtiyacı olmaz…
Allah zaten Ayetinde “dinde zorlama yoktur” diyerek açık açık bunu beyan etmiştir…
***
İslam dini cemaat dini olduğu için, her şeyde olduğu gibi Cihat konusunda da cemaatin istişaresi gereklidir…
Bu önemli konuda karar verecek cemaatin, bilgili ve eğitimli olması önemlidir…
Çünkü bilgisiz ve eğitimsiz cihat olmaz…
***
Kitabın son bölümünde, cihat ile ilgili Ayet ve Hadisler yer almaktadır…
Ayet ve Hadislerden yola çıkılarak “şehitlik” mertebesinin önemi vurgulanmıştır…
Kul hakkı hariç, Peygamberlerden sonra en yüce mertebe olduğu dile getirilmiştir…
Kitabın son cümlesi, “Namaz savaş anında bile terk edilmez” diyerek bağlanmıştır…
***
Hassas ve çok dikkat isteyen bu konularda oluşan hatalardan dolayı Allah’a sığınırız…
Ayrıca konusunda mükemmel olan bu eseri okumanızı tavsiye ederiz…