KİTAP İNCELEMESİ
***
KİTAP ADI: ZEYTİN DAĞI
KİTAP YAZARI: FALİH RIFKI ATAY
***
Falih Rıfkı Atay, 1894 yılında İstanbul’da dünyaya geldi…
Atatürk'e yakınlığı nedeniyle çok önemli olaylara tanıklık etmiş ve cumhuriyet tarihi ile özdeşleşmiştir…
İstanbul Darülfünun Edebiyat Fakültesi mezunudur...
Kariyerine İttihat ve Terakki'nin bir gazetesi olan Tanin'de gazeteci olarak başladı…
I. Dünya Savaşı başladığında Falih Rıfkı Atay yedek subay olarak orduya alındı ve Cemal Paşa'nın Filistin’deki 4. Ordusuna tayin edildi…
Ve Cemal Paşa'nın Yaverliğini yaptı…
Aynı zamanda yazar Cevat Rıfat Atilhan’da Cemal Paşanın yaveriydi…
Bu arada 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa, 8. Ordu komutanı Cevat Paşaydı…
Falih Rıfkı Atay'ın kitaplarını basan yayınevi Atay'ın bazı sözlerini "sadeleştirme" amacıyla değiştirmesi, bazı sözlerini ise kitaplardan çıkarması yazarlar ve okurlar tarafından eleştirildi…
Sadeleştirme maksadıyla kitaptan “ İzmir’i niye yaktık?”, “Gerçekte Kurtuluş Savaşı diye bir şey olmadı, Cumhuriyet kamuflajı içinde Ankara’da kurulan paralel hükümet Osmanlı’yı yıkmak içindi!
İçlerinde hiç Türk yoktu, tamamen Mason Locaları’nın desteklediği Selanik veya Macar Yahudi siydi.” İfadeleri çıkartıldığı iddia edilmektedir…
Cevat Rifat Atilhan'ın 1935'te yayımlanıp Genelkurmay Başkanlığınca tavsiye edilen "Suzi Liberman" kitabı 1936'da Atatürk tarafından yasaklanmıştır…
Cevat Rifat Atilhan, 5 Mart 1971'de yazdığı yazıda Deniz Gezmiş ve arkadaşları için şöyle dedi:
“Bu defa da banka soyguncusu hayduttan bir kahraman çıkardık…
Kanlı eşkıyaların el üstünde tutulduğunu da görecekmişiz!”
***
Zeytindağı, Kudüs'ün doğusunda yer alan bir tepedir...
Musevi metinlerinde müjdelenen, Yahudi milletinin kurtarıcısı Mesih'in kıyamet günü Zeytindağı üzerinden Kudüs'e geleceği aktarılır...
Bu nedenle dağın yamaçları 150.000'i bulan Musevi mezarları ile doludur…
***
Cumhuriyet'in ve "Atatürk'ün kalemşoru" namıyla da anılan Falih Rıfkı'nın Birinci Dünya Savaşı'nda Suriye, Lübnan, Filistin ve Sina'da çarpışan 4. Ordu'nun ve İttihat ve Terakki Partisi'nin üç yöneticisinden biri olan Cemal Paşa'nın emrinde görev yaptığı sırada yaşadıklarını anlattığı bir kitaptır Zeytindağı...
Falih Rıfkı Atay bu kitabında özellikle; dini, imanı para olan Arap eşkıyalar için “Arap” ismini kullanarak, “Araplar bizi arkadan vurdu!” genellemesi yapması ve Cevat Rıfat Atilhan’ın ifade ettiği, “İngilizlere casusluk yapan ve Filistin savaşını kaybetmemize neden olan Yahudi şebekesinden…” nedense hiç söz etmemiştir…
Veya söz etti de sansüre mi uğradı!
Şimdi soruyoruz, kitabın son kısmında aşağıdaki ifadeler niye kaleme alınmıştır?
“Bir gün binlerce ufkun biri birkaç sivri nokta üzerinde bükülür, işte bir avuç askerin iki seneden beri Muhammet için dövüştükleri yer burasıdır...
Yazın Medine'de dizler bir odayı bile dolaşmaya tahammül edemez...
Şehirliler bütün günlerini kalın duvarlar içinde ve dolup boşalan su kaplarının yanında geçirirler... Medine kum ufukları, rengârenk taş dağlar, Mekke'ye giden çöller, Cidde'ye, Necid'e, Şam mamurelerine giden bitmez tükenmez çöller arasında taş evlerden ibaret bir yerdir...
Kalbini dökmek için dili olmayan saf ve bütün kahramanlar gibi sessiz Anadolu, kanını dökerek Peygamber aşkını anlatıyor...”
Bizim yorumumuz:
Evet, biz bu Peygamberin (Hz. Muhammet) ümmetiyiz…
Sen her ne kadar:
“Cehennemim var diye, kurum (büyüklenme) etme ey Tanrı; bağrımdaki ateşle, seni bile yakarım...”
“İslamiyet denilince aklıma çorap kokusu gelir…” desende Allah nurunu tamamlayacaktır…
Sen ve senin gibi batı hayranı aydınlar bunu anlamak istemezsiniz; ama Türk- İslam Mefkûresi (ülküsü) mazlum insanlara el uzatmayı gerektirir...
Bu mazlum insanların; Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Ateist, Budist olması fark etmez!